Herkesin borcu vardır, ...ve Westie onları ülkesini satarak ödemek istemezdi. | Open Subtitles | الجميع لديه ديون و (ويستي) لم يكن ليتخلص منها بخيانة دولته |
Andrew West, arkadaşları arasında Westie olarak bilinir. Devlet memuru. | Open Subtitles | (اندرو ويست) يعرف بـ(ويستي) بين أصدقائه، موظف حكومي |
Sonra Westie'nin nişanında, işi hakkında konuşmaya başladı. | Open Subtitles | بعدها في خطبة (ويستي) بدأ بالحديث عن عمله |
John, Westie'ye ne olduğunu bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | (جون) يحاول معرفة ما حل بـ(ويستي) (جو) |
Westie'yi tanırım, iyi biridir. | Open Subtitles | أعرف (ويستي) لقد كان رجلاً صالحاً |
Bu bir Westie. | Open Subtitles | انه ويستي |
Westie! | Open Subtitles | (ويستي) |