Yarı insan hizmetkârları vardır ve Gece Yaratıklarının Evi'ni mesken tuttuğu söylenir. | Open Subtitles | تتم خدمته من قبل أشباه البشر ويقال أنه يقطن ببيت المخلوقات الليلية |
Toraja'da herkesin önceden belirlenmiş bir yaşam miktarı olduğu söylenir. | TED | ويقال في توراجا أن الجميع لديه نوعا ما كمية محددة سلفا من الحياة. |
Derler ki; "içkinizi paylaşırsanız aşkınız derinleşir." | Open Subtitles | ويقال أيضاً ان الذين يتقاسمون الاشياء تزداد المحبة بينهم |
"Derler ki bunlar kalpsiz ve zalim. | Open Subtitles | ويقال عنهم أنهم عديموا الرحمة ووضعاء |
Bilinen bir yetişkin tarafından uydurulmuş en başarılı kelimenin gaz olduğu söyleniyor. | TED | ويقال أنه أنجح اختراع علي الإطلاق لكلمة بواسطة شخص معروف. |
Yasadışı evlendikleri de söyleniyor. Biliyorum şaka yapıyorsun. | Open Subtitles | ويقال انهم يعيشون في زواج غير شرعي الان اعرف انك تمزح |
Ayrıca Watanabe-san'ın törende ihmal edildiğini ve arkalara oturtulduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | دعايا للإنتخابات ويقال أيضاً بأن (واتانابي) لاقى معاملة سيئة في المراسم |
Bu tüketimle ilgili olarak çağımızın materyalist olduğu söylenir. | TED | ويقال عن هذا الأستهلاك بأن عصرنا هو مادي |
yüksek rütbeli bürokratlarla hatta suç örgütleriyle aralarının iyi olduğu söylenir. | Open Subtitles | ويقال أنهم دافئ مع السياسيين كبار البيروقراطيين |
Londra'ya, gökyüzünden bir ışık alevi içinde düştükleri söylenir. | Open Subtitles | ويقال أنها سقطت على لندن، من السماء وسط شعلة من الضوء |
Evet, sessiz yenirse daha güzel olduğu söylenir. | Open Subtitles | ويقال أنه من الأفضل تناول هذا الطبق في صمت |
Sen kimsin derseniz, çalışkan biriyimdir gözümü yükseklere dikerim ve ısrarcı olduğum söylenir. | Open Subtitles | من أنا؟ أنا عامل جاد أضع أهداف مهمه ويقال لي أني مجتهد |
Hooke'un bir portresinin bir zamanlar bu duvarlarda asılı olduğu söylenir. | Open Subtitles | ويقال أنه كانت هنالك صورة لهوك معلقة على هذه الجدران |
Derler ki dünyanın en güzel kadınının-- | Open Subtitles | ويقال إن المرأة الجميلة الأكثر في world-- |
Ama Prens Nuada insanın vaatlerine inanmamış ve Derler ki, kendini sürgün etmiş, halkının en ihtiyaç duyduğu anda dönmeye and içerek. | Open Subtitles | ولكن الأمير (نوادا) لم يكن يثق بوعود البشر ويقال أنه ذهب إلى المنفى وأخذ على نفسه عهداً أن يعود عندما يشتد احتياج شعبه له |
Aynı zamanda değerli parçaların sağlam getirilmesi karşısında bir mükafat vermeye oldukça istekli oldukları söyleniyor. | Open Subtitles | ويقال أن لديهم سياسة عدم المساءلة، عند الإسترجاع الآمن... لتحفهم الثمينة المسروقة، وهي مكافأة، مكافأة هم مستعدين... |
Doğru yola sokuluyoruz ve sorumluluk sahibi olmamız söyleniyor. | Open Subtitles | نضعه على الطريق السليم والضيق ويقال لنا أننا مسؤولين مرحبا! |
Kungur 6'lısının hâlâ aktif olduğu ve son 30 yılda sızdırılan en önemli istihbaratların arkasında olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | الكانغر السادس" مازالو نشيطين" ويقال أنهم مسؤولون عن خروقات الإستحبارات الأكثر ضررا خلال الـ30 عاما الماضية |
Ona Daji tarafından büyülenildiği söyleniyor. | Open Subtitles | ويقال أنه هو مسحور من قبل داجي |
Ayrıca Watanabe-san'ın törende ihmal edildiğini ve arkalara oturtulduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | دعايا للإنتخابات ويقال أيضاً بأن (واتانابي) لاقى معاملة سيئة في المراسم |