"ويموتون" - Traduction Arabe en Turc

    • ölürler
        
    • ölecekler
        
    • ölür
        
    • ölüyor
        
    • ölebilirler
        
    • ve ölüyorlar
        
    • ölebiliyorlar
        
    • ölecekleri
        
    Bu da akciğer ödemidir, yani takip eden 12 saat içinde ölürler. Open Subtitles وسيصابون بالاستستقاء الرئوي، ويموتون في غضون 12 ساعة.
    Otopsi yapılacak. İnsanlar bazen masada kalır ve ölürler. Open Subtitles سيكون هنالك تشريح للجثه أحياناً نضع المرضى على طاولة الجراحه ، ويموتون فحسب
    Bunu duyacaklar ve üzüntüden ölecekler. Open Subtitles هما سوف يستمعون لذلك ، ويموتون من الحسرة والحزن
    Filikalara doluşup fırtınalı denizlerde mi ölecekler? Open Subtitles هل سيركبون قوارب النجاة ويموتون في البحار العاصفة؟
    Yüzlerce genç cesur ve kahraman insan savaşıp ölür bu ulaşılamayan ve gerçek olmayan şey uğruna. Open Subtitles مئات ومئات الأبطال الشباب يقاتلون ويموتون لأجل ذلك الشيء صعب المنال وغير الواقعي.
    O olsun ya da olmasın, Naziler sandığı buluyor, açıyor ve ölüyor. Open Subtitles به أو بدونه، النازيون سيجدون التابوت، يفتحونه، ويموتون.
    Kardeşlik, onlar bu amaç uğrana yaşıyıp ölebilirler. Open Subtitles جمعية الأخوة، إنهم يعيشون ويموتون على مفهوم الأخوة.
    Ey Denizler Tanrısı, rüzgar bizi terk ediyor. İnsanlarımız zayıflıyor ve ölüyorlar. Open Subtitles يا إله البحار، الرياح تخلت عنا رجالنا يضعفون ويموتون
    Kolayca yaralanıp ölebiliyorlar. Open Subtitles إنهم يصابون بسهولة، ويموتون بسهولة أيضاً
    Bekâr erkekler solup gider ve ayak, koltuk altı kokan bir odada ölürler. Open Subtitles الرجال العزاب يذبلون ويموتون بغرف تفيح منها رائحة الأقدام والآباط
    Güneş ışığına bir süre maruz kalırlarsa kuruyup ölürler. Open Subtitles فإذا تعرضوا إلى ضوء الشمـس لأى مده من الوقت سوف يجـفون ويموتون
    Sendikanın ve limanları kontrol eden patronların kurallarına göre yaşar ve ölürler. Open Subtitles الذين يعيشون ويموتون طبقاً لقواعد إتحادات العمال و طبقاً لأوامر المسيطرين على الميناء
    Ama insanlar öylesine güvenilmez ki hastalanıp elden ayaktan düşerler ve ölürler. Open Subtitles الممتلكات، نعم. ولكن الناس لا يُعتمد عليهم، إنهم يمرضون ويضمحلون ويموتون.
    Bu milyonerler, adamım dağa eğlence olsun diye tırmanırlar, ...ama insanlar kıçlarını aşağı indirmek uğruna ölürler. Open Subtitles هؤلاءِ الأغنياء يصعدون هذه الجبال للمتعة، وحسب، ويموتون في محاولة النزول
    Gözlerini son kez kapattığında davamız için MacKenzieleri harekete geçirecek ve bunun uğruna savaşıp ölecekler. Open Subtitles عندما تغمض عينيك للمرة الأخيرة سيوف يحشد الماكينزي لقضيتنا وسيقاتلون ويموتون في سبيلها
    Hayır, eğer önümüzdeki 30 dakika içinde oradan çıkartamazsak "kesin" komaya girip ölecekler diyorum. Open Subtitles كلاّ، أنا أقول أنّهم سيدخلون في غيبوبة ويموتون خلال الـ30 دقيقة المُقبلة إنْ لمْ نُخرجهم من هُناك.
    Eşin ve annen de seninle birlikte ölecekler. Open Subtitles أمك، و زوجتك أيضا سوف يعانون ويموتون
    Bebeklere çok dokunmazsan, ölür derler ya hani bence aynısı yetişkinler için de geçerli anladın mı? Open Subtitles أتعرفين يقولون أن الاطفال الرضع لا يتطرقون للكثير من الاشياء ويموتون أعتقد أن الشيء نفسه ينطبق على البالغين
    Tren işleri burada yaşar ve ölür. Open Subtitles شركات القطارات يعيشون ويموتون هنا.
    Eğer Eva ölürse hepsi ölür. Open Subtitles ما إن تموت، إلّا ويموتون جميعًا.
    İnsanlar açlıktan ölüyor ve daha fazla ölüm istemiyorum. Open Subtitles الناس يتضورون جوعا ويموتون وسوف يحدث أكثر
    Hatta dış iskelete sahip olanlar bile sanıldığı kadar güvende değildir zira çoğunun zırhı suyu koruyamaz olduğundan orman altının bu nemli korunağını terk ettikleri anda zamanla kuruyup ölebilirler. Open Subtitles حتى الذين لديهم هياكل خارجية ليسوا بمأمن معظمهم ليس لديه دروع كتيما للماء تماما وفي النهاية سوف يجفون ويموتون .إذا تركوا ملاجئهم الرطبة في الأدغال
    Fakat tahtanın altına giriyorlar, ürüyorlar ve ölüyorlar. Open Subtitles لكنهم سيدخلون للحيز الفراغ ويتناسلون ويموتون
    Kolayca yaralanıp ölebiliyorlar. Open Subtitles ! يُصابون بسهولة ، ويموتون بسهولة
    Bu yüzden köylerine döndüler ve onlara hasta olacakları çok yakında da ölecekleri söylendi ama beş mutlu yıl, mantıkları gider, Kiev'in eteklerinde bir gökdelene 10 yıl tıkalı kalmaktan daha iyi, annelerinin babalarının ve bebeklerinin mezarlarından ayrılmaktan, bir baharda öğle sonrası bir leyleğin kanat fısıltısından. TED حتى أنهم عادوا إلى قراهم حتي بعد معرفتهم أنهم سيمرضون ويموتون قريبا، ولكن تفكيرهم يقول ان الحياة لمدة خمس سنوات سعيدة، هو أفضل من 10 عالقين في أعالي الجبال في ضواحي مدينة كييف، بعيدا عن قبور أمهاتهم وابائهم وأطفالهم يسمعون همس أجنحة اللقلق ظهرا في فصل الربيع.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus