ve ona, yakın bir zamanda eve dönmeyeceğimi söyledim. | Open Subtitles | . و أخبرته بأنى لن أرجع الى المنزل فى أى وقت قريب |
Dışarıdaki adamımı aradım ve ona planımızı anlattım. | Open Subtitles | اتصلت بأخي في الخارج و أخبرته بأمر خطتنا |
ve ona dedim ki, gelecek hafta dışardayım | Open Subtitles | و أخبرته أن احتمال كيبر أن أراه الأسبوع القادم |
Birkaç adamı kayıp ve ben de ona senin yardım edebileceğini söyledim. | Open Subtitles | لقد فقد بعض رجاله و أخبرته أنه يمكنك المساعدة |
- Ona "Days of Our Lives" 'tan bahsettim. | Open Subtitles | -أخبرته كم أنت موهوب و أخبرته علي أيامنا و مواقفنا معا |
Evet. ona söyledim. | Open Subtitles | قد فعلت و أخبرته قال أنه يمكنه أن يرمم السقف |
Maçtan sonra konuştuk ve ona senin büyük bir hayranı olduğunu söyledim. | Open Subtitles | دارت بيننا محادثة بعد المباراة و أخبرته بأنك مشجع كبير له |
Orijinal olanı Bayan Underwood'a verdim, ve ona hikayesinin kontrol edildiğini söyledim. | Open Subtitles | أعطيت النسخة الأصلية للسيدة آندروود و أخبرته أن قصتها صحيحة. |
Bir arkadaşımın aldığı kişisel kararlar hakkında bazı kaygılarım var ve ona da bunu söyledim. | Open Subtitles | لدي بعض المخاوف فيما يتعلق بالقرارات الشخصية التي قام بها شريك لي، و أخبرته بذلك |
O buraya gelmeme bile izin vermemişti ama sonra ben Bahama adalarında balayı yapan babamı aradım ve ona intihara meyilli bir dönemden geçtiğimi söyledim. | Open Subtitles | إنها لم تكن حتي لتدعني أاتي هنا و لكني اتصلت بأبي في شهر عسله في جزر البهاما و أخبرته أن لدي أفكار إنتحارية |
Sen fazlasıyla dürüst oldun, ve ona stratejimizi anlattın. | Open Subtitles | و أنت كنت صريحاً بشكل زائد ! و أخبرته كل شيء |
ve ona söyledim bunu, ama babamı işten atmakla tehdit etti beni. | Open Subtitles | و أخبرته بذلك و لكن هددني بطرد أبي |
ve ona açıkça Chanda, Shivraj ile evlenecek, dedim. | Open Subtitles | و أخبرته بوضوح... تشاندا لن تتزوج بغير شيفراج. |
Fiziksel bir sorunu olduğunu anladım ve ona Küp'ten bahsettim. | Open Subtitles | ,علمت أن هناك أمراً جسدياً خاطئاً "و أخبرته أن يذهب إلى "المكعب |
Bay Garcia ile konuşuyordu ve ona... Onu sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | و أخبرته أنّها تحبّه |
Ben de ona buraya gelip benimle yaşamasını ve sorununa yardım edeceğimi söyledim. | Open Subtitles | و أخبرته أن يأتي للعيش معي هنا وسوف أساعده في حالته |
Ben de ona, Hemingway'e en yakın ânımızın bir zamanlar oturduğu sandalyeye oturmamız olduğunu söyledim. | Open Subtitles | و أخبرته بأن أقرب ما وصلنا إليه في "هامينغواي" قط كان الجلوس على كرسي سبق و أن جلس عليه ذات مرة |
Kendisine tıpla ilgilendiğinizden bahsettim. | Open Subtitles | و أخبرته بانكي دوما مهتمه بالعلاج |
Anahtarlar dükkan sahibinde. ona söyledim. | Open Subtitles | تركت المفاتيح لدى صاحب المحل و أخبرته أنك قادم |
Kızıl Ekibin planını biliyordum, bunu ona söyledim. | Open Subtitles | حسناً ، عرفت خطة الفريق الأحمر و أخبرته بها |