"و أخذ" - Traduction Arabe en Turc

    • alıp
        
    • aldı ve
        
    • götürdü
        
    Fry'ın tabutunu bulacağım, cesedini alıp bana öldüğünü hatırlatsın diye yatağımın altında saklayacağım. Open Subtitles سأجد تابوت فراي و أخذ جثته و أبقيها تحت سريري لتذكرني بأنه ميت
    İçeri yürüyerek gireceğini, eşyalarımızı alıp yürüyerek dışarı çıkacağını mı düşünüyorsun? Hayır. Open Subtitles أتظن أنكَ قادر على الدخول و أخذ أغراضنا و الخروج فحسب ؟
    Bir hafta kalacak adam. Kaçmış, arabayı da alıp gitmiş. Open Subtitles هذا الرفيق الذى كان سيمكث لاسبوع هذا هو و لقد فر و أخذ السيارة معه ايضا
    Bir ayna aldı ve arkadaşlarının bu numarayı denemesini sağladı. Open Subtitles و أخذ مرآة و طلب من أصدقائه القيام بهذه الحيلة
    Gelen adam arabayı aldı ve iyi iş yaptığımızı söyledi Open Subtitles لقد أتى الرجل و أخذ السيارة و قال بأنها جيدة
    Ve kurtarmamız gereken ruhları da yanında götürdü. Open Subtitles و أخذ معه كل الأرواح العالقة اللاتي يجب أن ننقذهن
    Kütüphane üye kartı alıp kitapları eve götürebilirsin. Open Subtitles يمكنك الحصول على بطاقة المكتبة الخاصة و أخذ الكتب للبيت.
    Ta ki bir gün, dolandırdığı adamlardan biri bir silah alıp, karısını vurup kendi beynini de uçurana kadar. Open Subtitles حتى جاء أحد عملائه في يأس و أخذ مسدساً، و قتل زوجته، و فجَّر رأسه.
    Babam çok öfkelendi ve bir sopa alıp orda, herkesin önünde, zavallı Peter'ı dövdü, yığılıp kalana ve ikisi birden ağlayana kadar. Open Subtitles ثار غضب أبي و أخذ عصاه و ضرب بيتر المسكين أمام الجميع حتى تعب و بكى كلاهما
    de Broglie'nin elektronları atom etrafında yönelten esrarengiz pilot dalgaları fikrini alıp bir adım öteye taşıdı. Open Subtitles لقد أخذ فكرة دي برولي عن الموجة المرشدة الغامضة التي تدفع الإلكترون حول النواة و أخذ خطوة حاسمة إلى الأمام
    Dün gece benimle birlikte olması için birisi Sara Pollard'ı kiraladı, onu öldürdü ve benim spermlerimi ondan alıp, Dale Morris'e yerleştirdi. Open Subtitles شخص ما استأجر سارا لتكون معي ليلة البارحة ثم قتلها و أخذ سائلي المنوي إلى ديل موريس
    Yani onu öldürmesinin tek amacı silahını alıp uçağı kaçırmak olabilir ki, bunu da yapmıyor. Open Subtitles أعني , السبب الوحيد لقتل ضابط جوي و أخذ سلاحه , هي من أجل اختطاف الطائرة و لم يحصل ذلك
    O çılgın doktorlar tüm evraklarını tüm kayıtlarını var olduğunu gösteren her şeyi alıp yok etmişler. Open Subtitles و أخذ الأطباء المجانين كل السجلات الورقية و كل التسجيلات و كل شئ يثبت وجوده و تخلصوا منها جميعاً
    Benim sayemde yandaki aşevini alıp dükkânı genişlettiler. Open Subtitles بفضلي استطاعوا التوسع و أخذ مطعم الحساء المجاور لهم
    Davayı kaybetmiş, kendini içkiye vermiş. Karısı çocukları da alıp onu terk etmiş. Open Subtitles لكنه لم يستطع، فتوجه الى الخمر بعدها قامت زوجته بهجره و أخذ الأولاد معها
    Neredeyse gidip, aleti alıp, kendim yapacaktım ya da bağırıp, çağırıp, o aleti kullanmaya zorlayacaktım onları. Open Subtitles و يمكنني أختصار الآمر و أخذ الجهاز و أفعلّها بنفسي و امكنني الصراخ
    Tam da o anlama gelir ve Dondelinger bu hayatı elimden aldı ve bir yaşamı almak cinayettir. Open Subtitles هذا بالضبط ما أعنيه و دونديلينجر أخذ تلك الحياة مني و أخذ الحياة هو القتل
    Paramı ve pasaportumu aldı, ...ve beni yanında sürükledi beni kendi özel emlakçısı diğer şeyler için kullandı. Open Subtitles و أخذ أموالي و جواز سفري و ثم جعلني أقله في الأنحاء و استخدمني على أني وكيلة العقارات الخاصة به
    Kadehi aldı ve dedi ki: Open Subtitles و أخذ الكأس وقال:
    derin bir nefes aldı... ve dedi ki.. Open Subtitles ... و أخذ نفساً عميقاً :ثم قال
    Memur Grayson'ı öldürdü ve Kylie and Miriam'ı götürdü. Open Subtitles لقد قتل الضابط جرايسون و أخذ كايلي و ميريام

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus