O şahıs neler bildiğini bize anlatmazsa, kadının ölümünün siyasi olduğunu, ve bir Polonya direnişi üyesince öldürüldüğünü, suç ortağı olduğunuzu varsayacağız. | Open Subtitles | لو لم يخبرنا هذا الشخص بكل ما يعرفه فسوف نفترض أن وفاتها سياسية و أنها قد قتلت بواسطة شخص له خلفية بولندية |
Yazılarının ve öğretilerinin, yanlış yönlendirilmiş bir gençliğin eseri olduğunu ve tahrik edici olduklarını belirten bu anlaşmayı imzala. | Open Subtitles | وقع على هذه الوثيقة التي تنص على أن كتاباتك وتعاليمك كانت عبارة عن طيش في الشباب و أنها محرضه |
Ama size sevgilinizin kanserden öleceğini söylemiyor ve onun yıllar önce kaybettiğiniz kardeşiniz olduğunu, ve bir seri katil olduğunu. | Open Subtitles | لكنها لا تُخبرك بأنَ حبيبتكَ ستموت بمرض السرطان و أنها في الحقيقة أُختك التي فُقدَت من زمان بعيد |
Geçen gün, arabasının frenlerinin tutmadığına dair harika bir masal anlattı. | Open Subtitles | كان لديها تاريخ حافل مثل أن كوابح سيارتها تعطلت و أنها كانت على وشك الموت |
Geçen gün, arabasının frenlerinin tutmadığına dair harika bir masal anlattı. | Open Subtitles | كان لديها تاريخ حافل مثل أن كوابح سيارتها تعطلت و أنها كانت على وشك الموت |
Acınacak bir pislik olduğunu ve senden nefret ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد قالت أنك وغد مثير للشفقه و أنها تكرهك |
İyi olduğunu özgür ve mutlu olduğunu ve kimsenin onu tekrar yakalamasına izin vermeyeceğini bilmeni istemiş. | Open Subtitles | قالت أنها تريدك أن تعلم أنها بخير و أنها حرة و سعيدة و أنها لن تدع أحدا يمسك بها مرة أخرى |
Ona bencil olduğunu ve benim için her şeyi mahvettiğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بأنها أنانية و أنها أفسدت كل شيء بالنسبة لي |
Maggie, annen aradı. Burada olduğunu ve seni sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | ماغي امك اتصلت للتو و قالت بأنها هنا و أنها تحبك. |
Gerçek annesi olduğunu ve kadının onunla zaman geçirmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها أمه الحقيقية. و أنها أردت أن تقضي بعض الوقت معه. |
Büyük bir savaşçı olduğunu ve onun için yaptıklarından dolayı şimdi sana ait olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ... و تقولأنكمحاربماهر و أنها تدين لك لما فعلته معها |
Ve Obadiah anlamış ki, tanrı kadını yollamış. İsa'nın annesinin adının Meryem olduğunu, O'nun güçlü metanetli olduğunu ve ana yüreği taşıdığını bilir. | Open Subtitles | و عرف أوبادية في تلك اللحظة أن الله قد أرسلها الآن ، كلنا يعرف أن أم المسيح كان اسمها مريم و أنها كانت قوية... |
Sıtması olduğunu ve öldüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | تعتقد بأنها مصابه بالملاريا و أنها تموت |
Hedefin Flynn olduğunu ve olayın suikast olduğunu varsayarsak tetikçi, Flynn'in arkasından ön kapıdan içeri girdi. | Open Subtitles | على فرض أن(فلين) هو الهدف و أنها عملية اغتيال مطلق النار تبع (فلين) إلى الباب الأمامي |
Bayan Liang, bu odanın havadar olduğunu ve iyi ışık aldığını ve egzersiz bisikleti için çok uygun olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | السيدة (ليانغ)، تقول أن هذه الغرفة يدخَل لها الكثير من الهواء و الضوء و أنها ستكون المكان الأفضل لوضّع دراجة تمارين السيدة (ليانغ)؟ |