Bu Bay Richard Sherman, karısı Helen, ve oğlu Ricky. | Open Subtitles | إنه السيد (ريتشارد شيرمان) و زوجته (هيلين) و إبنه (ريكي) |
Karısı ve oğlu Maine'deyken bu canavar New York'lu kızları korkutuyor. | Open Subtitles | بينما زوجته و إبنه في ولاية (ماين) هذا المتوحش يهاجم الفتيات |
Karısı ve oğlu bir araba kazasında ölmüştü. | Open Subtitles | حادث سيارة أدى بحياة زوجته و إبنه |
Musa karısı ve çocuğunu aldı ve Mısır diyarına döndü. | Open Subtitles | و موسى أخذ زوجته و إبنه و عاد إلى أرض مصر |
Musa, karısı ve çocuğunu aldı ve Mısır diyarına döndü. | Open Subtitles | و موسى أخذ زوجته و إبنه و عاد إلى أرض مصر |
- Basın her fırsatta baba ile oğul hikayelerini değerlendirmek ister. | Open Subtitles | الصحافة ستحاول تكوين قصة الأب و إبنه كلما أتيحة لها الفرصة |
Babasını, kız kardeşini ve oğlunu Tangshan depreminde kaybetti. | Open Subtitles | بعد أن فقد أبيه و اُخته و إبنه "في زلزال "تانجشان |
Başkan Lee, son anlarında karısı ve oğluyla değil tatil evinde aşığıyla birlikteymiş. | Open Subtitles | الرئيس لي لم يقضي اخر دقائق من حياته مع زوجته و إبنه و كان مع عشيقته في منزله الصيفي |
Bu akşam meydan dövüşü var Monroe ve oğlu dövüşecek. | Open Subtitles | لا ضغائن هنالكَ قتال كلاب الليلة بين (مونرو) و إبنه |
Baba ve oğlu. | Open Subtitles | لقد كان أباً و إبنه |
Kardeşim Roger ve oğlu David. | Open Subtitles | "أخي "روجر" و إبنه "ديفيد |
Kardeşim Roger ve oğlu David. | Open Subtitles | "أخي "روجر" و إبنه "ديفيد |
Karısını ve çocuğunu kaybedeli bir yıl olmamış. | Open Subtitles | خسر زوجته و إبنه منذ أقل من سنة |
Baba ile oğul arasındaki ilişki hakkında çok fazla bilgim yok. | Open Subtitles | أنا أعرف القليل عن الحب بين الاب و إبنه |
Ta ki onun eşini ve oğlunu öldürene kadar. Parçalayıp, ona postaladı onları. | Open Subtitles | لكنه قتل زوجته و إبنه و مزق جثتيهما |
Karısı ve oğluyla birlikte kaybolmuşlar. | Open Subtitles | إختفى مع زوجته و إبنه |