Mesaj ise, çoğu ülke sağa doğru gidiyor ve yukarı çıkıyor, | TED | والإستنتاج هو، معظم البلدان في طريقهم إلى اليمين و إلى الأعلى |
ve onları büyük köpeklere ve küçük köpeklere dönüştürmeye başladık. | TED | وبعدها بدأنا بتحويلهم إلى كلاب كبيرة و إلى كلاب صغيرة |
Çünkü bir Tanrı'ya bağlıyım ve bir halka ve bir çoban kıza. | Open Subtitles | لأننى ألتزم ناحية الله و إلى الناس و إلى فتاه ترعى الغنم |
Peki sen gecenin bu saatinde nereye gidiyorsun güzelim? | Open Subtitles | و إلى أين ستذهبين في هذه الساعة المتأخرة يا عزيزتي ؟ |
Bugüne kadar da düşüş henüz durmuş değil. Hala daha düşüyorum. | TED | و إلى حد اليوم لم يتوقف ذلك السقوط ؛ لازلت أسقط. |
Çünkü bir Tanrı'ya bağlıyım ve bir halka ve bir çoban kıza. | Open Subtitles | لأننى ألتزم ناحية الله و إلى الناس و إلى فتاه ترعى الغنم |
Ağrıyla çocuk doğuracaksın arzun kocana olacak ve o senin efendin olacak. | Open Subtitles | بالوجع تلدين اولاداً و إلى رجلك يكون اشتياقك و هو يسود عليك |
Cep telefonundan yaptığı görüşmeler ve evde bir bilgisayar çıktısı. Peng ! | Open Subtitles | سجل بمكالمات من و إلى هاتفها الخلوى و ها هى نسخة منها |
Ayrıca neşteri yere düşürdüm, ve bu arada, matkabı alkolle temizlemeye çalıştım, yani... bence ona antibiyotik vermemiz gerek, çok, çok fazla antibiyotik. | Open Subtitles | , و أنا أوقعت المشرط في مكان الحادث و إلى الآن , انا استخدمت كل المسحات الكحولية . . كانت معي , لذا |
Yatılı okula ve üniversiteye gittim bunlar ilk başta beni çok rahatsız hissettirdi ama benim yeni dünyalara kapı açmama vesile oldular. | Open Subtitles | و ذهبت إلى مدرسة داخليه و إلى الجامعه تلك الأمور كانت غير مريحه في البداية و لكنها ساعدتني لفتح أبواب لعوالم جديدة |
ve o zamana kadar, Eğer istiyorsanız bir iş var. | Open Subtitles | و إلى حين ذلك , لديك وظيفة إن كنتِ تريدينهآ |
Sadece geldiğiniz ve yaptıklarınız için size teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | فقط ردتُ شكركم لحضوركم و إلى ما قمتوا بهِ لأجلنا. |
Bütün Suv'la ilgili detayları ve Asyada nereye gittiklerini biliyoruz. | Open Subtitles | معلومات عن كل عربة و إلى أين ذهبت في آسيا |
Ağırlıklı olarak yalnızca bir tür hücre kullanır ve büyük ölçekte iki boyutludur. | TED | فهي في الأساس تستخدم نوعاً واحداً من الخلايا و إلى حد كبير هي عملية ثنائية الأبعاد. |
Her bir figür, hat üstünde ileri ve geri koşabiliyor ve iki bitişik hattın arkasına saklanabiliyor. | TED | كل من هذه الأشكال يمكنه أيضاً الجري إلى الوراء و إلى الأمام في المسار و أن يختبئ خلف مسارين متجاورين. |
Ayrıca, gelişme açısından diğer bir kırılgan ve kritik süreç ise annenin hamile olduğu dönem. | TED | و إلى جانب ذلك، فإن الفترة الحساسة و الحرجة فيما يخص تطور الحالة هي عندما تكون الأم حامل. |
Onlarla ortak çalışmamız gerekiyor ve hangi görüntülerin oradan çıkamadığını anlamalı ve bunları belgelendirmelerine yardım etmeliydik. | TED | نحن بحاجة إلى مساندتهم, و إلى فهم أي صورة غير مرغوبة بها هنا ومساعدتهم على توثيقها. |
Tıbbın nereye gittiği, sanayinin nereye gittiği ve dünyanın ne olacağı fikirlerine de katılabilirdiniz. | TED | يمكنك المشاركة بمجرد التفكير في اتجاه تطور الدواء و في اتجاه تطور الصناعة و إلى أين سنقود عالمنا |
Peki, böyle başıboş nereye gidiyordu? | Open Subtitles | و إلى أين كان ذاهباً في مثل هذه الساعة المتأخرة ؟ |
Peki, böyle başıboş nereye gidiyordu? | Open Subtitles | و إلى أين كان ذاهباً في مثل هذه الساعة المتأخرة ؟ |
Tüm anıların sonsuza kadar bir yerde olması güzel bir şey. | Open Subtitles | جميل أن تكون جميع ذكرياتك في مكان واحد، و إلى الأبد |