O yüzden bugün, sizlere tiyatro ve teknoloji arasındaki ilişkiden bahsetmek istiyorum. | TED | لذا اليوم أريد أن اتحدث معكم عن العلاقة بين المسرح و التكنولوجيا |
Bilim ve teknoloji öğrencileri olarak çoğu bilgisayarla ilgili bölümlerde okuyordu, ama İnternet'in varlığından haberleri yoktu. | TED | باعتبارهم طلاب في العلوم و التكنولوجيا كان العديد منهم متخصصون في الكمبيوتر لكنهم كانوا يجهلون وجود الانترنت. |
Geçen kasım ayında, Mombasa'da bütün Afrikalı bilim ve teknoloji bakanların katıldığı bir konferans düzenlendi ve AMBE için kapsamlı bir çağrı yapıldı. | TED | و في نوفمبر الماضي في مؤتمر وزراء إفريقيا للعلوم و التكنولوجيا الذي عقد في ممباسا , دعا لخطة شاملة لنشر آيمز |
Bilimi ve teknolojiyi kontrol altında tutmak insanoğlunun görevidir. | Open Subtitles | إن الإنسان هو المسؤول عن التحكم بالعلوم و التكنولوجيا |
Bilim ve teknolojiyi geliştirmek için gerekli ortamı hazırlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحقق تقدما كبيرا في العلوم و التكنولوجيا |
Eğer bilim ve teknolojiye yönlenip yaşlı insanların yüzleştikleri asıl problemlere çözüm bulursak ve yaşlı insanların yaşamlarına eklenen yıllardansa dayanıklılıklarına ve dayanma güçlerine yatırım yaparsak, yaşam kalitesini her yaş için arttırabiliriz. | TED | إذا استثمرنا في العلوم و التكنولوجيا ووجدنا حلولا للمشاكل الحقيقية التي يواجهها كبار السن و استفدنا من القوى الحقيقية لكبار السن، فإن السنوات المضافة يمكن أن تحسن بشكل كبير مستوى العيش لجميع الأعمار. |
Umulan yaşam süresindeki bu artış bir yandan kültürün, diğer yandan bilim ve teknolojinin birlikte eridiği ve insan davranışındaki sağlık ve refahı arttıran geniş çaplı gelişimleri de içinde barındıran potanın olağanüstü bir ürünü. | TED | هذا الارتفاع في معدل أمل الحياة هو النتاج المميز لثقافة -- البوتقة التي تجمع العلم و التكنولوجيا والتغيرات السلوكية الممتدة على نطاق واسع التي حسنت مستوى الصحة و الرفاهية. |
Yenilikçilik ve teknoloji bütün sorunları çözen sihirli bir hap olmayacak elbette, ama çözümün bir parçası olacak. | TED | لن يكون الإختراع و التكنولوجيا هو الحل السحري, و لكنها فقط جزء من الحل. |
sirket'in sahip oldugu bilim ve teknoloji disaridakilerin yillarca ilerisinde. | Open Subtitles | الكومباني تمتلك من العلوم و التكنولوجيا ما يسبق ما هو متاح للعامة بسنوات |
Hükümetle anlaşmalı bir çok... inşaat işi, enerji ve teknoloji işi yapıyorlar. | Open Subtitles | هم يفعلون الكثير من عقود الحكومه البناء والطاقه و التكنولوجيا |
Ulusal Standartlar ve teknoloji Enstitüsü kayalıklı, Colorado'dadır, | Open Subtitles | في المعهد الدولي للقياسات و التكنولوجيا في بولدور بولاية كولوردو |
Keşif gezisi donanım ve teknoloji bakımından çok güçlüydü. | Open Subtitles | تم الاعداد للحملة جيداً بالمعدات و التكنولوجيا |
Bu geceki Bilim ve teknoloji yemeğine katılmamın sebebi sizdiniz. | Open Subtitles | أنت سبب ذهابي لمهرجان النوم للعلوم و التكنولوجيا |
Seninkine Bilim ve teknoloji Bölümü'yle ilgili atabileceğimiz çok yem var. | Open Subtitles | يمكننا تقديم الكثير لرجلك من العلم و التكنولوجيا |
Bunu şunun için söylüyorum: öyle bir noktaya geldik ki kesinlikle şu iki şeyi sıkı bir şekilde tekrar bağlamak zorundayız, daha sıkı bir şekilde: beşeri bilim ve teknolojiyi. | TED | و أقول هذا لأتي أعتقد اننا قد وصلنا إلى نقطة في وقتنا وهي أنه أصبح من الضروري للغاية أن نربط هذين الحبلين سويًا مرة أخرى، بشكلٍ محكم: وهما الإنسانية و التكنولوجيا. |
İlk döneminde bir memur ama bilim ve teknolojiye ayrılmış X Bölümü'nün başına geçti. | Open Subtitles | ملازم أول X لكن مسئول عن الخط العلم و التكنولوجيا |
(Alkış) Zengin ve fakir ülkeler arasındaki boşluğu aşacak köprü için eğitim ve teknolojiye ihtiyaç olduğunun farkındayız. | TED | (تصفيق) ندرك أن السبيل الوحيد للتقريب بين الدول الغنية و الفقيرة هي عن طريق التعليم و التكنولوجيا |
Yani Farkle ve teknolojinin yönettiği zaman. | Open Subtitles | حيث يسيطر فاركل و التكنولوجيا |
(Music) Tüm bu araçlardan alacağımız mesaj, fikirlerin ve teknolojinin azı kullanarak çok yapmaktan büyük getiriler elde edebileceğimizdir; bu getiriler doğa ve teknoloji arasında arzulanan dengeyi koruyabilir. Zorlu geleceğe doğru gittikçe riske atmamız gerekenler de artıyor. | TED | (موسيقى) إن الرسالة التي تحملها هذه المركبات هي أن الأفكار و التكنولوجيا يمكن أن تُسخَّرَ لتنتج مكاسب غير عادية بأن تقدم الكثير مقابل القليل؛ إنها مكاسب يمكن نتوصل بها إلى التوازن المنشود بين التكنولوجية و الطبيعة. إن المخاطر ترتفع في الوقت الذي نسرع فيه نحو تحديات المستقبل. |