Ve yapmamın tek sebebi 5 dolardı. | Open Subtitles | و السبب الوحيد في أنني فعلتها كان إيصالا بخمس دولارات |
Bunu sana vermemin tek sebebi... seninle benim hemşehri olmamızdır. | Open Subtitles | و السبب الوحيد أنني أعطيتك هذا هو أنه أنت و أنا جئنا من مكان واحد |
Bizim davranışlarımız hakkında tüm hafta boyunca fazlaca laf etti... ve buna izin vermemizin tek sebebi de kendisini birşey sanmamız oldu. | Open Subtitles | سوف تتحدث عن سلوكنا في الأسبوع الفائت و السبب الوحيد الذي جعلنا نقبل هذا لأننا اعتقدنا أنها شخص مهم |
O Çocuk senin yeteneklerin yüzünden ölebilirdi ve hayatta olmasının tek nedeni senin şefkatin ki bu seni korkutuyor. | Open Subtitles | هذا الفتى كان يمكن أن يموت بسبب قدرتك و السبب الوحيد انه حي هو بسبب طيبتك و هذا يخيفك |
Ve yapmamın tek nedeni 5 dolarlık bir hesaptı. | Open Subtitles | و السبب الوحيد في أنني فعلتها كان إيصالا بخمس دولارات |
Üzerinde yaşamanızın tek sebebi, ...yaşamanıza izin vermemizdir. | Open Subtitles | و السبب الوحيد لعيشكم عليها هو أننا نسمح لكم بهذا |
Üzerinde yaşamanızın tek sebebi, ...yaşamanıza izin vermemizdir. | Open Subtitles | و السبب الوحيد لعيشكم عليها هو أننا نسمح لكم بهذا |
Burası bizim adamız ve siz burada barınabiliyorsanız, bunun tek sebebi bizim buna izin vermemiz. | Open Subtitles | بل جزيرتنا و السبب الوحيد لعيشكم عليها هو أننا نسمح لكم بهذا |
Geçen sefer ölmemenin, girişiminin işe yaramasının tek sebebi 'geleceği' sana ihtiyacı olması. | Open Subtitles | لكنك حاولت الانتحار و السبب الوحيد بأنهم حموك |
Dava açmanızın tek sebebi, kitabımın satıldığını duymuş olmanız. | Open Subtitles | و السبب الوحيد في مقاضاتكم لي هي لأنكم علمت بأنني بعت كتابي |
Akşam yemeğinde de mısır gevreği yememizin tek sebebi ise, benim başka bir yemek bilmememdi. | Open Subtitles | و السبب الوحيد لتناولنا حبوب الإفطار كعشاء هو لأنها الطعام الوحيد الذي أقدر ان احضره |
Bir erkeğin şınav çekmesinin tek sebebi kızlara güzel görünmek istemesidir. | Open Subtitles | و السبب الوحيد الذي يدفع الرجال لعمل التمارين الرياضية هو أن يجعلوا أياديهم تبدو ضخمة من أجل النساء |
Bana dönüyormuş ve seninle olmamın tek sebebi bunu bilmiyor olmamdı. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كان عائداً إلي و السبب الوحيد أنني كنت معك هو . أنني لم أعلم هذا |
Babamın sana yalan söylemesinin tek sebebi de... | Open Subtitles | ..و السبب الوحيد الذي جعل أبي يكذب عليك هو |
Bunları söylememin tek sebebi de bunların, hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini bilmem. | Open Subtitles | و السبب الوحيد لقولي لهذا لأني أعلم أنه لن يغيّر أيّ شيء |
Bu fikrin seni rahatlatmamasının tek sebebi, ondan hoşlanman. | Open Subtitles | و السبب الوحيد أن الفكرة لا تبدو مطمئنة لك لأنها تروق لك. |
Fakültede seninle sorunumun olmasının tek nedeni ise... Sen yasa eleştirisi yaptın, bense hayır. | Open Subtitles | و السبب الوحيد الذى سبب ليّ مشكلة معكِ بالمدرسة أنكِ أعددتِ مُراجعة قانونية , و انا لمّ أعدّ واحدة. |
Kalmamızın tek nedeni, annemizin bir gün geri döneceğini düşünmesiydi. | Open Subtitles | و السبب الوحيد في بقائنا هو إنّ والدتي كانتْ تظنّه سيعود دوماً |
Ve seni öldürmeyişimin tek nedeni... seni kendi sisteminle cezalandıracak olmam. | Open Subtitles | و السبب الوحيد لعدم قتلي لك... ...... هو أنني سأقاضيك... |
Bu ada bizim. Üzerinde yaşıyor olmanızın tek nedeni bizim buna izin vermemiz. | Open Subtitles | هذه جزيرتنا، و السبب الوحيد وراء عيشكم فيها... |
Ve bu işe sahip olmamın tek nedeni bir milyarderin elini panto... mim kulübüne sokması. | Open Subtitles | إنها وظيفة مزيفه و السبب الوحيد لعملي بها ...هو أنه هناك مليونير يريد أن يضا |