- Çok teşekkür ederim, her şey için. - Oh, Önemli değil. | Open Subtitles | شكراً لك ، على كل شيء أوه ، أنت على الرحب و السعة |
Hayır. Ama bahşiş vermek istersen Önemli değil. | Open Subtitles | لا، لكن إذا أردت أن تعطينى بقشيشاً فعلى الرحب و السعة |
- Teşekkür ederim, Walter. Papaz efendi. - Bir şey değil, Grace. | Open Subtitles | شكرا لهذا, والتر, ايها المحترم, سيدى على الرحب و السعة جريس |
- Pekala, her şey için teşekkürler. - Bir şey değil. | Open Subtitles | حسناً, شكراً لكم لقضائكم الوقت معنا على الرحب و السعة |
Biliyorum. Bunu kimsye söylemediğin için teşekkür ederim. Bir şey değil. | Open Subtitles | أعرف هذا، أشكركِ على عدم الإخبار بأمري على الرحب و السعة |
Senin nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz. Ben de hâllettim. Rica ederim. | Open Subtitles | جميعنـا يعرف تصرفـاتك ، لذا تكفلت بالأمـر على الرحب و السعة |
- Çok teşekkürler, hanım efendi. - Birşey değil. | Open Subtitles | ـ شكراً جزيلاً ، سيدتي ـ على الرحب و السعة |
Tamam, Önemli değil, teşekkür etmenize gerek yok. | Open Subtitles | أنتم على الرحب و السعة ليس ثمّةَ من داعٍ لشكري |
- Önemli değil. - Kanadalısın öyle değil mi? | Open Subtitles | .على الرحب و السعة أنت كندي صحيح؟ |
Önemli değil. Başardık. | Open Subtitles | على الرحب و السعة ، لقد فعلناها |
- Rica ederim, Önemli değil. | Open Subtitles | على الرحب و السعة ما الذي يحدث ؟ |
- Ne kadar da harika, teşekkürler. - Bir şey değil. | Open Subtitles | يا له من شئ رائع ، شكراً - على الرحب و السعة - |
- Bir şey değil. | Open Subtitles | ـ شكراً لكِ ـ على الرحب و السعة |
- Ne zaman istersen, teşekkürler Oscar. - Bir şey değil. | Open Subtitles | فى أى وقت , شكراً يا أوسكار - على الرحب و السعة - |
Sağ ol, Dave. - Bir şey değil, Eddie. | Open Subtitles | و عودة إليكم يا رفاق في الأستوديو , شكراً ديف - على الرحب و السعة , إيدي - |
Bir şey değil, tatlım. Caddeyi geçerken dikkatli ol. | Open Subtitles | على الرحب و السعة عزيزتى لا تنسى ان تعبرى الشارع بحذر |
Bir şey değil. Eminim işinizi çok iyi yapıyorsunuzdur. | Open Subtitles | على الرحب و السعة انا متأكد انك تعمل بشكل جيد |
Bir şey değil. Eminim işinizi iyi yapıyorsunuzdur. | Open Subtitles | على الرحب و السعة انا متأكد انك تعمل بشكل جيد |
Şimdiden Rica ederim. Sana hakem nasıl tavlanır onu göstereceğim. | Open Subtitles | أنتِ على الرحب و السعة مقدماً سأريك كيف تكسبين الحكام. |
İmzalayın lütfen. Rica ederim. | Open Subtitles | وقع هنا للخروج, من فضلك أنت على الرحب و السعة |
Birşey değil. Şimdi sırada ne var? | Open Subtitles | على الرحب و السعة ألديك أسئلة أخرى؟ |
Birşey değil. | Open Subtitles | على الرحب و السعة |