Sadece bardağın diğer yarısının hayal kırıklığı, acı ve pişmanlık dolu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعترف بان النصف الآخر من الزجاجة هو فراغ مهجور من الإحباط البؤس و الندم |
Yaptıklarını kabul edebiliyorsun ve acı, üzüntü ve pişmanlık da hissediyorsun. | Open Subtitles | يمكنك تقبل ما فعلته و الألم و التعاسة و الندم الذي يأتي معه |
Yani sen beni acılık ve pişmanlık tepesinin bu seviyesine koyuyorsun. | Open Subtitles | لذا وضعتني في ذلك الرف المبنيّ على المرارة و الندم |
Böyle durumlarda suçluluk ve pişmanlık hissetmek normal bir şey... | Open Subtitles | إنَّهُ من الطبيعي بأن تشعر بالذنب و الندم حيال هذه المواقف |
Diğeri ise çok fazla suçluluk ve pişmanlık duyuyor,.. | Open Subtitles | و الشخص الاخر يشعر بالذنب و الندم |
Bizi insan yapan Bones, merhamet ve pişmanlık hissedebilmemizdir. | Open Subtitles | (ما يجعلنا بشر (بونز أننا نستطيع الشعور بالتعاطف و الندم |
ve pişmanlık insanı öldürür. | Open Subtitles | و الندم هو قاتل . |
ve pişmanlık. | Open Subtitles | و الندم |
ve pişmanlık. | Open Subtitles | و... الندم |