Yani bu konuda biraz sorun yaşadık ve gerçekten sizinle ne olup bittiğini bilgisini paylaşmadık, ve artık bunun vakti geldi. | TED | اذا نحن بطريقة ما علقنا مع هذا، و لم نكن معكم عادلين فيما يخص ما يحدث في الواقع الآن، و حان الوقت أن نفعل |
Ve seni o duygulardan çıkarıp biraz peynire sokmanın vakti geldi. | Open Subtitles | و حان الوقت لإخراجكِ مِن هذه المشاعر و تقديم بعض الجبن لكِ. |
Artık tek bir dünyada yaşamanın ve bir üçüncüsünü aramayı bırakmanın vakti geldi. | Open Subtitles | و حان الوقت لكَ لتعيش في عالم واحد و أن لا تعيش مطارداً عالماً ثالث |
Hayatımı seninki için riske attım. Borcunu ödeme vakti geldi. | Open Subtitles | لقد جازفتُ بحياتي لأجلكَ و حان الوقت لكَ لتردّ ذلكَ الدَين |
O sudan içmenizin vakti geldi. | Open Subtitles | و حان الوقت المناسب لتشرب من نفس تلك المياه. |
Onları ortadan kaldırma vakti geldi. | Open Subtitles | و حان الوقت لنتخلص من أية آثار |
Yaz bitti ve kış üniformalarımızı giyme vakti geldi... | Open Subtitles | ...لقد انتهى الصيف، و حان الوقت حتى نرتدي ملابسنا الشّتوية |
Alan eskiden olduğu kişi değil artık. Bunun farkına varmamızın vakti geldi. | Open Subtitles | (آلين) ليس الرجل الذي كان عليه و حان الوقت لنواجه ذلك جميعاً |
Onun da yanıma gelme vakti geldi. Onun hakkında ne düşünüyor olursan ol, çocuk masum. | Open Subtitles | و حان الوقت لها لترافقني للجحيم - مهما كان اعتقادك بها - |
Artık her şeyi öğrendim ve... son verme vakti geldi. | Open Subtitles | و حان الوقت للتوقف |
Oyun oynamayı bir kenara bırakmanın vakti geldi. | Open Subtitles | و حان الوقت لايقاف التلاعب |
Uyku vakti geldi. | Open Subtitles | - و حان الوقت للنوم |