Sonra 15 numaralı, kendi kompartımanına geçti ve bir daha terk etmedi. | Open Subtitles | و رأيته يسير عائدا إلى مقصورته رقم 15 و حيث لم يغادرها |
Çıkışı çoktan engellemiştir, ve yavaşça yanan ateşin dumanı da etrafı kaplamıştır. | Open Subtitles | حيث قام سلفا بسد المخرج و حيث تراكم الدخان من الحريق الأبطأ |
ve uzaydan gelen sesleri hiç duymamamıza rağmen gelecek birkaç yılda, bunları duymalıyız, orada neler olup bittiğiyle alakalı olarak ses düğmesini açmaya başlamalıyız. | TED | و حيث لم نسمع أبدا الأصوات القادمة من الفضاء، يجب علينا، خلال الأعوام القادمة، البدء بالإنصات لما يحدث هناك. |
ve Mısır'a Amram ile Yokebed'in mütevazı kulübesine, aklı ile kalbine Tanrı'nın yasaları ve emirlerinin yazılacağı bir insanın tohumlarını yolladı. | Open Subtitles | و تصاعد بكاءهم إلى السماء و كان الرب يسمعهم و حيث ألقى فى مصر داخل كوخ متواضع لعمرام و يوشابيل بذرة الرجل |
O köşe onun öldüğü yer, seni de orada öldüreceğim. | Open Subtitles | تلك الزاوية هناك، انها حيث مات و حيث سأقوم بقتلك |
Ellerini boş ve görebileceği yerde tut. | Open Subtitles | تأكد من ان تجعل يديك فارغة و حيث يستطيع ان يراها |
Zayıf ve kokuşmuş bir toplumda yaşıyoruz herkes kendi başına. | Open Subtitles | نحن نعيش فى مجتمع ضعيف و فاسد و حيث لا يفكر كل شخص سوى فى نفسه |
Anne dua etmiş, çünkü yaşlı kadına güvenmiyormuş ve çocukların ormana gitmesi zaten yasakmış. | Open Subtitles | قامت الأم بتلاوة الصلاة لأنها لم تكن تثق بالمرأة العجوز و حيث أنه كان ممنوع على الأطفال أن يذهبوا الى الغابة |
Yarın sabah, adamların bize Florin Kanalı' na kadar eşlik edecek, ve donanmamdaki her gemi bize balayımızda eşlik etmek üzere bekliyor olacak | Open Subtitles | صباح الغد سيقوم رجالك بمرافقتنا الى قناة فلورين و حيث كل سفينه فى أسطولى تنتظر لتصاحبنا فى شهر العسل |
Şöyle güzel ve yağsız bir koyun eti, veolgun bir domates. | Open Subtitles | و حيث لحم الضأن جميل بلا دهون و الطماطم ناضجه.. شئ شهى جدا.. |
Karanlik, hicligin ortasinda, ve hormonlu genclerin gelip oynasmaya bayildiklari yer. | Open Subtitles | أنها مظلمه إنّها في منتصف لامكان و حيث هرمونات المراهقين تحب أن تحضر و تتسكع حولها |
Savaş boyunca Varşova'da bir Yahudi bölgesi oluşturulacak ve bu bölgede yaşanyan bütün Yahudiler buraya yerleşecek | Open Subtitles | سوف يتم إنشاء مقاطعه يهوديه و حيث يقيم فيها كل يهود وارسو و المنتقلين الى وارسو سيقيمون فيها |
Başka seçeneğimiz olmadığına ve Bay Pancake'in payını bölüşeceğine göre ona güvenmek zorundayız. | Open Subtitles | و سيكون علينا أن نأتمنها مادام ليس أمامنا خيار آخر و حيث أنها ستشارك السيد بانكاك فقط فى نصيبه بالطبع. |
Bohr, Kopenhag'daki çalışmalarını bitirip yurtdışına çıkmaya ve yeni fiziğin merkezinde olmaya karar vermişti. | Open Subtitles | و حيث أنه كان قد أنهى دراساته في كوبنهاجن فقد قرر بور أن يسافر إلى الخارج ليكون في مركز الفيزياء الحديثة |
Bunları uygularsak, ejderlerin hala dolaştığı ve deniz aslanlarının sonsuza dek oynadığı harika bir okyanus diyarını miras olarak bırakabiliriz. | Open Subtitles | حيث التنينات ما زالت تتجول و حيث أسود بحر تلعب للأبد |
ve tabi kendisi için basın toplantısı da yapacağı bir yerde. | Open Subtitles | و حيث يمكنه أن يقوم بالمؤتمرات الصحافية بنفسه |
Emilio'nun arabasındaydım ve güvenlik kapısını açmak için kullandığı uzaktan kumandası bozuldu bu nedenle kapıyı elle açmak için dışarı çıktım. | Open Subtitles | لقد كنت في سيارة ايميليو و, حيث تعطل جهاز التحكم بالبوابة |
Her erkek, kadın ve çocuktan çello çalmayı öğrenmesinin beklenildiği. | Open Subtitles | و حيث كل رجل و امرأة و طفل يتعلمون فيه الكمنجة |
Kökten meyveye, her yerin başladığı yer orası. | Open Subtitles | من الجذر إلى الفواكه و حيث ان كل شيء بدأ في. |
Domuz olan yerde de, 'neurocysticercosis.' Tenya mı? | Open Subtitles | و حيث يوجد الخنزير يوجد النيروسيستيسيركوسيس |