Bir bağış toplantısı yapılacak ve ben de bunu ikimizin düzenleyebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | المهم، لديهم حفل جمع أموال قادم، و ظننتُ أنّه يمكننا تنظيمه معا. |
Sonra halam ipucu ve hazineden bahsedince hazineyi kendim için alabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | و بعدها أخبرتني عمّتي عن الدليل و عن الكنز و ظننتُ بأنه بوسعي الحصول على هذا لنفسي |
Belki sen de bizimle gelmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | و ظننتُ أنّه ربّما , ربّما تريدين القدوم معنا ؟ |
Bu seferki de öyle bir şey olacak sanıyordum. | Open Subtitles | و ظننتُ بأنّ هذا كأيّ موقع آخر |
- Çok korkmuştum. Topun ağzındayım sanıyordum. | Open Subtitles | -لقد كنتُ خائفًا بحق و ظننتُ أنّي سأُطرَد في تلك اللحظة |
Arkadaşım olduğunu... sanıyordum. | Open Subtitles | ... مصدر إلهام , و ظننتُ بأنه صديق |
Ve ben, onların bunu nazik oldukları için yaptıklarını düşündüm. | Open Subtitles | و ظننتُ ذلك لأنهم يتصرفون بطيبة |
düşündüm ki, eğer ondan kurtulursam sonunda beni görürdün ve olduğum gibi beni severdin. | Open Subtitles | و ظننتُ بأنه إن تخلصتُ أخيراً منها |
Yaz okulu olduğunu öğrendim ve bir şekilde daha kolay olacağını düşündüm galiba, böyle yaparsam. | Open Subtitles | لأني وجدتُ تلك الفئة الصيفيّة... و ظننتُ أنّها ربما ستكون سهلة ، على ما أظن |
- Bekliyordum ve sana bunu anlatırım diye düşündüm. | Open Subtitles | -كنتُ أنتظر، و .. ظننتُ أنه يجب عليّ أن أخبرك بهذا. |
Theo ona ulaşmış, ve ben de hapishaneye gitmenin doğru şey olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | (ثيو) وصل اليه، و ظننتُ أن الذهاب إلى السجن هو الشيء الصحيح لأفعله لكنِ كنتُ مخطئاً |
Arkadaşım olduğunu... sanıyordum. | Open Subtitles | ... مصدر إلهام , و ظننتُ بأنه صديق |