Bu tür bir yaşam mutlu ve aynı zamanda ahlâkî yaşamdır. | Open Subtitles | هذا لنوع من الحياة سعيد و فى نفس الوقت أخلاقي.. حياة. |
Bir topuğunun üzerine oturmak suretiyle dışkılamaya çalışıyor ve aynı zamanda dışkılamayı engellemeye çalışıyormuş. | Open Subtitles | كانت تجلس على كعب قدم واحده ، محاوله التغوط و فى نفس الوقت تحاول منع نفسها من التغوط |
Evet ve aynı zamanda yaratıcı bir güç, üretebilme anlamında iki bireyin yıkımından ortaya yeni bir varlık çıkarıyor. | Open Subtitles | نعم ، و فى نفس الوقت هي قوه خلاقه وناتجه من دمار الشخصيتين |
Bu arada Siyah Pipo Operasyonu'nun açığa çıkmasının arkasında yatan kişi olduğu sanıIan ve aynı zamanda Jason Bourne olarak da bilinen David Webb'in durumu hala gizliliğini koruyor. | Open Subtitles | (و فى نفس الأثناء تدور الألغاز حول مصير (دايفيد ويب (و المعروف أيضا باسم (جايسون بورن (المصدر الذى كشف برنامج (الوردة السوداء |