Bunu getirmişler ve Allah'a götüren pek çok yol olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | أعطوني هذه و قالوا لي أن هناك طرق عديدة تؤدي إلى الله |
O çalışırken, ben çocuklara bakıyorum. İşimi engellediğini söylüyorlar. | Open Subtitles | عندما تذهب للعمل أهتم بالأطفال و قالوا بأن ذلك يمنعني من العمل |
Annemi Centrino'da tedavi etmek istediklerini söylemişlerdi. | Open Subtitles | "و قالوا أنهم يريدون علاج والدتي في "سانتيرو |
Onlar onun ruh hallerinin bulaşıcı olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | و قالوا أن مزاجه مُعْد |
dediler ki: "Yo, beyinle ilgili teorik çalışma yapamazsın. | TED | و قالوا: لا, لا يمكنك دراسة الجانب النظري عن الأدمغة. |
(Kahkahalar) RB:50 yaşına gelince birisi beni yönetim odasından dışarıya çıkardı ve dedi ki. Bak Richard, işte --senin için çizeyim-- | TED | (ضحك) ر ب: لذلك أخذني 50 شخصا خارج حجرة مجلس الإدارة و قالوا, " أنظر يا ريتشارد, هاك الـ..دعني أرسم لك رسما بيانيا.. |
Aynı zamanda yapay tatlandırıcıların sağlıklı olduğunu, Irak'ta kitle imha silahları olduğunu ve Anna Nicole'ün severek evlendiği de söylüyorlar. | Open Subtitles | و قالوا ايضا ان الكعك المحلي امن و هناك اسلحه دمار شامل في العراق و ^انا نيكول^ تزوجت من اجل الحب |
Ters giden bir şey olursa karımı öldüreceklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | و قالوا إنه سيقتل زوجتـي إذا حدث أي شيء |
Ve gördüğünüz, solda, çok az hareket olan bu beyin bölgesinde, insanlar onun masum olduğu inancına daha az dikkat ediyorlar ve kazadan dolayı daha suçlu olduğunu söylüyorlar. | TED | و ما يمكن أن تراه هو، على اليسار عندما هناك نشاط صغير جدًّا في هذه المنطقة من المخّ ، أسترعى النّاس قليل من الإنتباه على ظنهم ببرائتها و قالوا أنها استحقّت الكثير من اللّوم على الحادث . |
Merlin'in izini buldular. Kuzey Sınırı'na doğru gittiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | وجدوا أثر ،(ميرلين) و قالوا أنه يتجه الى الحدود الشمالية |
Destiny'nin tekrar sıçramasına iki saatten az süre var ve bunun son olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | أقل من ساعتين الأن, كيّ تقوم" القدر"بالقفز... و قالوا, هذا هُو. |
"Blogçular bizi rezil etti", dediler. | TED | و قالوا أن المدونين، كما تعلمون، خيبوا آمالهم نوعاً ما |
Çin toparlandı. Ve şöyle dediler; "Bir daha asla, aptal merkezi planlama" | TED | إستعادت الصين مكانتها و قالوا : "لا للمزيد من التخطيط المركزي المتخلف" |
Elime çapa verip "Kaz orayı!" dediler. | Open Subtitles | أخذوني لعزق الأرض ذات مرة و قالوا لي : أحفر هنا |
ve dedi ki "Tamam, bunu yapabiliriz." | TED | و قالوا "حسناً سنصعها" |
Anonymous bunu gördü ve dedi ki, | Open Subtitles | "المجهولون" رأو ذلكَ و قالوا: |