Ona ihanet ettiğini söyledi. Dediğim gibi, kim olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | سألته و قال أنك خنته و كما قلت أنني أعرف من تكون |
Ve ona ilacını sorduğumda, onu senin döktüğünü söyledi. | Open Subtitles | و أنا سألته أين كان علاجه؟ و قال أنك رميته بعيدا |
Eyalete yayılabilecek bir tahtakurusu krizini önlemiş olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أنك من المحتمل منعت كارثة بق فراش بأنحاء الولايه |
Bu gece harika olduğunu söyledi. Tebrikler. Çok şanslı kadınsın. | Open Subtitles | و لقد راسلنى و قال أنك أبدعت الليله مبروك |
Senin onu zehirlemekle tehdit ettiğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أنك هددت أنك ستسممه |
Evet. Bu kadın buraya geldi ve şimdi senin senin öldüğünü söyledi bana. | Open Subtitles | أجل، أتت هذه المرأة ... و قال أنك |
Anlayacağını söyledi. | Open Subtitles | و قال أنك ستفهم ما يعنيه |
-Evet.Ve provana da gelmediğini söyledi. | Open Subtitles | -نعم . و قال أنك لم تحضر للقياس |
Bunun ne anlama geldiğini bildiğinizi söyledi. | Open Subtitles | و قال أنك ستفهم ما معنى هذا |
Bunu sizin ödeyeceğinizi söyledi. | Open Subtitles | و قال أنك ستهتم بالأمر |
David Lee, dün buraya geldi ve senin sızdırdığını söyledi. | Open Subtitles | كان (ديفيد لي) هنا البارحة و قال أنك سربته |
Burayı sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أنك تود أن أكون هنا |
Jack'le konuştum. Senin taşındığını söyledi. | Open Subtitles | تحدثتُ مع (جاك) و قال أنك سستنتقل؟ |