Ama aynı zamanda, herşey bana çok yabancı. | Open Subtitles | و لكن, في نفس الوقت فهي غريبة للغاية علي |
Sadece beyninizi kapatıyor olabilirsiniz Ama aynı zamanda partnerinizi de kapatıyormuşsunuz gibi oluyor. | Open Subtitles | أنت هكذا ربما تحاول إراحة ذهنك قليلاً، و لكن في نفس الوقت شريكتك قد تشعر بأنك غير مهتم بها. |
Ama aynı zamanda, size ne kadar yakın olduğumu hissediyordum, anlarsınız ya? | Open Subtitles | و لكن في نفس الوقت كان بوسعي أن أشعر إلى أي مدى أن قريب منكِ ، أتعلمين ؟ |
Ama aynı zamanda, her başarısız girişim bizi amacımıza yaklaştırdı. | Open Subtitles | و لكن في نفس الوقت، فأن كل محاولة فاشلة جعلتنا أقرب إلى هدفنا |
Ama aynı zamanda senin için en iyi olanı istiyorum. | Open Subtitles | و لكن في نفس الوقت اتمنى لك الافضل |
Ama aynı zamanda ona tek kelimeyle hayranım. | Open Subtitles | و لكن في نفس الوقت أنا منبهرة جدًا به |
bir araya gelip, notlarını karşılaştıracaklardı. Sonra yeniden ayrılıp, bir araya gelecek ve birlikte bir dizi birbirlerinin düşüncelerine zarar vermeyecek muazzam fikirler üreteceklerdi -- Ama aynı zamanda bir araya gelip sorunlara çözüm de üreteceklerdi. | TED | و بعدها يجتمعون, يقارنون ملاحظاتهم. و بعدها يعملون منفصلين ثانية, ثم يجتمعون, و عندها يمكنهم الإنتاج معاً لمجموعة كبيرة من الأفكار, لا تغض الطرف عن أفكار الطرف الآخر -- و لكن في نفس الوقت, تحل المشكلة. |