"و نحن لا نعرف" - Traduction Arabe en Turc

• bilmiyoruz

- Protomolekül bir şey inşa ediyor ama ne olduğunu bilmiyoruz.
جزيء بوتو يقوم ببناء شيء ما و نحن لا نعرف ماهو

Onların oturup oturmayacakları konusunda hiçbir şey bilmiyoruz.
و نحن لا نعرف إن كانو سيجلسون أم يستمرون في السير

Bazı belgelerin imha edildiğini söyledi. Kağıtlarda ne olduğunu bilmiyoruz.
و تقول أن هناك مستندات تم تدميرها و نحن لا نعرف ما كان في تلك الأوراق

Nerede olduğumuz belli değil. Nereye gittiğimizi de bilmiyoruz.
نحن لا نعرف أين نحن و نحن لا نعرف أين نحن نذهب.

Birlikte çalışmamız gerekiyor ama birbirimiz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
يُفترَضبناالعملمعاً، و نحن لا نعرف شيئاً عن بعضِنا

Donny Faster ölmedi. Diğer mahkumların da ölüp ölmediğini bilmiyoruz.
دوني فاستر ليست ميت و نحن لا نعرف النزلاء الآخرين الذي هرب ميت أمّا.

Nerede olduğunu bilmiyoruz. Bir saat içinde arayabilir misin?
و نحن لا نعرف أين هو هل من الممكن أن تتصل بعد ساعة

Hava neredeyse karardı ve gerinin ne taraf olduğunu bile bilmiyoruz.
لقد حل الظلام تقريباً و نحن لا نعرف حتى أين طريق العودة

- Ama bilmiyoruz değil mi?
و نحن لا نعرف ربما كانت جرامين من الحشيش أو كيلوجرامين من الهيروين

Şu an onu da bilmiyoruz. Tonlarca esrar, kilolarca eroin, tabakalarca E veya kapsüllerce D olabilir.
و نحن لا نعرف ربما كانت جرامين من الحشيش أو كيلوجرامين من الهيروين

Bu filmin neden bitirilmediğinin esas nedenlerini kesinlikle bilmiyoruz!
و نحن لا نعرف الأسباب الحقيقية لعدم إكتمال تصوير الفيلم

Ve ona ne yaptıklarını ya da geri götürünce ne yapacaklarını bilmiyoruz.
و نحن لا نعرف ما قد فعلوا به أو ماذا سيفعلوا به إن رجع لهم

Sorunları değiştiriyor ve biz kurallar hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
. إنه يَعبث بالإضطرابات . و نحن لا نعرف أي شئ حياله

Silahımız yok, kaç kişiyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz.
أنا غير مسلح، و نحن لا نعرف كم نواجه منهم.

Bu hayvanların ölümleri hakkında nerdeyse hiçbir şey bilmiyoruz, ama bu canlılar farklı zamanlarda ve yerlerde yaşamış olsalar da aynı şaşırtıcı kaderi paylaştılar.
و نحن لا نعرف شيئ تقريباً عن كيفية موت هذه الحيوانات، لكن هذه الحيوانات المختلفة التي تشتتت خلال الزمان والمكان اشتركت في مصير واحد مميز.

Ve düşman hakkında hiçbir halt bilmiyoruz. Nerede olduklarını bilmiyoruz.
و نحن لا نعرف شيئاً عن أعدائنا

- Nasıl? Tripplehorn'lar hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
كيف و نحن لا نعرف اي شئ عن آل "تريبل هورن"؟

Ayrıca hala onların kim olduklarını yada neyin peşinde olduklarını da bilmiyoruz.
و نحن لا نعرف من هم أو ماذا يريدون

Bir şey bilmiyoruz. Profesör Rosen nakil mekiğinde hayatını kaybetti.
و نحن لا نعرف, فالبروفيسور (روزن) كان أحد ضحايا الناقلة

Ve aslında biz bunu nasıl yaptıklarını bilmiyoruz. Ama bazı kolektif eylemler sorunlarını çözmüş olmalılar. Eğer diğer gruplarla savaş halindeysen mastodonları avlaman pek olası değil.
و نحن لا نعرف بالضبط كيف فعلوا هذا. على الرغم من أنهم كان عليهم أن يحلّوا بعض المشاكل الناجمة عن العمل الجماعي. إنّه من المنطقي أن لا تتمكّن من اصطياد الماستودونات إذا كنت بصدد القتال مع مجموعات أخرى.