İş dünyası hakkında hiçbir şey bilmiyordum ama koltuklarım kabarmıştı. | Open Subtitles | لم اكن اعرف شيئا عن الاعمال و ولكن تم اغرائى |
Biliyorum ama gitmem gerek. | Open Subtitles | أنا أعلم، و ولكن لا بد لي من مغادرة البلاد. |
Kalıp sohbet etmek isterdim ama arkadaşınla ilgilenmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | أنا أحب أن يبقى والدردشة، و ولكن قد ترغب في الاعتناء صديقك. |
psikiyatrist veya yoga da olabilirdi, ama ben müziği seçtim. | Open Subtitles | كان يمكن أن يكون يتقلص أو اليوغا، و ولكن أخذت الخيار الموسيقى. |
Ağzının çevresinde kan izleri var, ...fakat çenede bir travma gözükmüyor. | Open Subtitles | وحصلت والدم حول فمه، و ولكن لم الصدمة واضحة على الفك. |
-Promicini nereden buluyorlar? -Bilmiyorum. ama görünüşe göre ellerinde epeyce var. | Open Subtitles | لا أعلم و ولكن يبدو أنهم يمتلكون الكثير منه |
Biliyorum ama, harika bir kokteyl yapacaklarına dair bir söylenti var. | Open Subtitles | نعم و ولكن الشائعة تقول انه سيتم الاعلان في حفل كوكتيل او شئ من هذا القبيل |
Birbirimizi tartakladık ama son gördüğümde en az benim kadar hayattaydı. | Open Subtitles | لقد أوقفنا بعضها البعض حولها، و ولكن عندما غادرت، كانت على قيد الحياة كما أنا. |
ama, "Blake Konuğunuz" bu değil mi, Bay Humfries? | Open Subtitles | . و ولكن, هذا كان ضيف بليك,اتليس كذلك ,يا سيد همفريز ؟ |
Gemide bir araştırma yaptım ama kapakları bulamadım. | Open Subtitles | لقد أمرت بالبحث عبر السفينة و ولكن الأغطية لم يتم إيجادها |
- Şimdi belli etmiyorsun ama Danny'yle aranda geçen ya da geçmeyen olayların işini etkilemesine izin vermemelisin. | Open Subtitles | هل طرح جبهة جيدة، و ولكن كل ما هو أو لا يدور بينك وبين داني، لا يمكن السماح لها تؤثر على عملك. |
Okul, ocağın 2'sine kadar tatildi ama daha Noel'in ertesi günü o soğuk ama güneşli havada Eva ve ailesini görmek için Treglitz'e gitmek üzere yola çıkmıştım. | Open Subtitles | عطلة المدارس دامت حتى الثاني من كانون الثاني و لكن بعد يوم من عيد الميلاد في الطقس البارد و ولكن المشمس |
Ben ve kardeşim, pek anlaşamazdık ama aslında onu sevdiğimi bilmesini istedim. | Open Subtitles | أنا وأخي، نحن لا تحصل دائما على طول، و ولكن كنت أريد له أن يعرف أن أعماقي أنا أحبه. |
Bu parça, boyanın moleküler yapısıyla uyumlu ama üzerinde bir çeşit metalik kalıntı var. | Open Subtitles | هذه البقعة لديه الجزيئية خصائص الطلاء، و ولكن هناك بعض النوع من التتبع المعدني في ذلك، أيضا. |
Bu terfiyi çok istediğini biliyorum ama bir yüzme havuzu için de kendi öldürme. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تريد أن الترقية، و ولكن لا تقتل نفسك لحمام السباحة. |
Çocukları, torunların ya da arkadaşları var ama... sarılabilecekleri o özel... insan yok yanlarında. | Open Subtitles | أوه، لديهم أطفال، والأحفاد، والأصدقاء، و ولكن لم يكن لديهم شخص مميز لعقد أسلحتهم. |
Bir kısmını beraberimizde getirdik, ama, Tanrıya şükür, ilaçların büyük bir bölümünü kullanmak zorunda kalmadık. | Open Subtitles | حسنا، نحن جلبت الكثير معنا، و ولكن الحمد السماوات ونحن لا حاجة إلى استخدام الكثير من الأدوية. |
Baş ağrısından, mide bulantısından ama çoğunlukla kabuslar. | Open Subtitles | اشتكى من الصداع، والغثيان، و ولكن في الغالب الكوابيس. |
Flegman'ın cinayetiyle bağlantılı bu arabada ikinci dereceden kanıt bulduk ama şimdiki yerinde bir kanıt yok. | Open Subtitles | وجدنا أدلة ظرفية في هذه السيارة تربط بينه وبين قتل فليجمان ، و ولكن لا دلالة من مكانه الحالي |
Ve küçük yatak odasına tavan arası gibi bir şey olabilir ama benim boyum yetmedi. | Open Subtitles | و ولكن يوجد مكان يشبه العلية في غرفة النوم الصغيرة لكننا لم نستطع الوصول إليها |
İçindeki DNA yoğunluğu, kanın taze olduğunu gösteriyor fakat Russo davasıyla ilgili kimseye uymuyor. | Open Subtitles | كثافة من الحمض النووي يقول لي كان الدم النقي، و ولكن ليس هناك مباراة لأي شخص المشاركين في المحاكمة روسو. |