Eğer müşteri seçerse ya onlara gideriz yada bazen onlar bize gelir. | Open Subtitles | إذا ماتم إختيارهم سيتم تسفيرهم للعميل وأحيانًا يأتيك العميل |
- Ne diyeceğim, senin küçük eğitici göğüssel konuşmanı, yılın başka bir zamanında getir ve belki beş, beş kişi gelir. | Open Subtitles | سأخبرك أمراً أحضري صدرا تعليميا والقي خطابا عنه هنا في اي وقت اخر من السنة لربما يأتيك على الأكثر خمسة او خمسة ونص |
Bu kuşku, göremediğin şeyleri kovalama duygusu ile birlikte gelir. | Open Subtitles | الشك الذي يأتيك من مطاردة شيء لم تره أبداً |
Evet ama gün gelir yaramaz. | Open Subtitles | نعم، إلى أنْ يأتيك يومٌ لا ينجح فيه ذلك |
Ve bunu bir kere yaptınızmı işin en zor kısmı gelir... aygıtı doğru yere yerleştirmek. | Open Subtitles | --وعندما تنتهي يأتيك الجزء الأصعب وضع الجهاز في المكان الذي تحتاجه |
Her şey gelir kucağına | Open Subtitles | كل شي يأتيك, مبارك لك عليه |
Öğrenebildiğin kadar az öğren çünkü bir şeyler bilirsen insanlar senden bir şeyler yapmanı isterler ve sonra herkes sorunları için doğrudan sana gelir. | Open Subtitles | تعلّم برفق بقدر ما إستطعت {\pos(192,218)}لأن حين تتعلّم أشياءً الناستطلبمنكعمل أشياءٍأخرى ، {\pos(192,218)}ثم يأتيك بعد ذلك الجميع بمشاكله |