Tembel anne babalar çaresiz hale düşünce bunları fahiş fiyata satacağım. | Open Subtitles | و عندما يغدو الأهالي الكسالى أكثر يأسا سأبيعهم إياها بربح مهول |
Bu ruhlar insanları, en çaresiz hayatın bile... harika olduğunu... hatırlamasını isteyerek izliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الأشباح يراقبون يريدون من الناس ان يتذكروا أنه حتى أكثر الحيوات يأسا |
Pişmanlıklar en çaresiz ve yarasız duygulardır, Bayan Clayton. | Open Subtitles | الأسف هو أكثر المشاعر يأسا وعديمة الجدوى يا سيدة كلايتون |
Sizi duymaları lazım. Yüksek sesle, daha çaresiz. | Open Subtitles | دعوهم يسمعونكم ، بصوت أعلى و أكثر يأسا |
Daha ümitsiz olan kişi, o bahaneyi bulacaktır. | Open Subtitles | اعتقد ان الشخص الاكثر يأسا سيقدم عذر |
- Sanırım en ümitsiz olan kişi benim. | Open Subtitles | أعتقد أني كنت أكثر يأسا |