Rod, gardiyanların mektupları açtıklarını ve insanların gönderdiği paraları aldıklarını söylemişti. | Open Subtitles | رود قال ان الحراس كانوا يفتحون بريده و ياخذون المال الذي يرسله الناس |
Bugünlerde birinci sınıf için ne kadar para aldıklarını biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرف كم ياخذون لتذكره الدرجة الأولى؟ |
Hakimler, reşit kılınmış çocukların eğitimlerini hala ciddiye aldıklarını görmek istiyor. | Open Subtitles | اللذين لايزالون ياخذون موضوع تعليمهم بجديه! |
Bir önceki yıldan saklanan tahılların birazını alıp toprağa ekiyorlar ve el çapasıyla toprağı sürüyorlar. | TED | حاليا، ياخذون بذورا من انتاجية العام الماضي، ليزرعوها في الأرض بالأيدي. |
Hiç Musevilerin evlilik töreninde bulundunuz mu bilmiyorum. Ama size orada ne yaptıklarını anlatayım: bir ampulü alıp ve ayaklarıyla parçalarlar. | TED | لا اعلم أذا كنتم حضرتم زفاف على الطريقة اليهودية انهم ياخذون مصباح كهربائي ويحطموه |
Bu fikir ona günde 50 cent ile çalışmaya alışık insanları işe alıp ve onlara günlük 5 dolar ödemesini sağlar. | TED | تجعله يوظف أناس كانوا ياخذون 50 سنتا في اليوم ويدفع لهم خمسة دولارات في اليوم |
Lanet olsun, dünyadaki bütün Scott Tenorman'ların bizim olanı alıp suratlarımıza gülmelerine izin verelim. | Open Subtitles | للجحيم دعونا ندع كل سكوت تينورمان في العالم ياخذون مالدينا ويضحكون في وجهنا |
Bu yüzden, daima iki çocuğu rehine alıp karşılığında bize zorla iş yaptırıyorlar. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين فانهم دائما ياخذون طفلين منا كرهائن ليضمنوا تعاوننا |