"يبالغ" - Traduction Arabe en Turc

    • abartıyor
        
    • abarttığını
        
    • aşırı tepki
        
    • abartır
        
    • abartmaz
        
    • abarttığına
        
    • abartıyordu
        
    Sanırım, General benim diplomatik yeteneklerimi abartıyor, efendim. Open Subtitles اعتقد ان اجنرال يبالغ فى قدراتى الدبلوماسيه
    abartıyor. Çok yaratıcı bir hayal gücü var. Open Subtitles في الواقع هو يبالغ لديه نوعاً من الخيال الابداعي للغاية
    Hafıza kaybı konusunda ise, rol yapıyor, abartıyor ya da basitçe hasta numarası yapıyor olabilir. Open Subtitles وفيما يتعلق بفقدانه للذاكرة ترى إما أنه يتظاهر أو يبالغ
    Pek hassas bir tanık değil, onun için kötü şeyler varsa, abarttığını bil. Open Subtitles انهليسشاهددقيق, لوأنهاأشياءسيئة, تأكد من أنه يبالغ
    Çocuklar, çocuk olduklarından aşırı tepki gösterme eğilimlidirler. Open Subtitles الاطفال كونها الاطفال لديهم ميل إلى يبالغ.
    Hastalandığında her şeyi abartır. Open Subtitles كان دائما يبالغ عندما كان مريضا.
    Belki de hiç olmamış hikayeler anlatır... ama asla abartmaz. Open Subtitles يقص حكايات قد لا تكون حدثت، ولكنه لا يبالغ أبداً.
    - abartıyor. Hep böyle yapar. Nasıl olduğunu bilirsin. Open Subtitles -إنه يبالغ في ما يقول، تعرف كيف تجري الأمور
    Mr. Balram, medya bunu sırf abartıyor. Open Subtitles سيد بالرام , الاعلام يبالغ بالأمر
    Fritz biraz abartıyor sanırım? Open Subtitles فريتز يبالغ قليلا, أليس كذلك؟
    Biraz abartıyor, o kadar. Open Subtitles إنه كان يبالغ قليلا
    Bence bunu fazla abartıyor. Open Subtitles أعتقد أنهُ يبالغ في هذه
    Amcam biraz abartıyor. Open Subtitles عمي يبالغ دون خجل.
    Cooper biraz abartıyor olabilir. Open Subtitles كوبر كان يبالغ قليلاً
    Sen abarttığını düşünürken, o bunu söyler... Open Subtitles .. مما يجعلك تظنين أنه يبالغ لكن بعدها يبدأ في قول
    Söyleyeceklerin varsa Bob Fussy'ye işi abarttığını ve eski tarz yapmak istediğinizi söyle. Open Subtitles لكن عليكم أن تقول له شيئًا فقط أخبر "بوب فاسي" أنّه يبالغ في الأمر وأنكم تريدون العودة إلى المنوال القديم
    - abarttığını düşünmüştüm ama... Open Subtitles الآن .. كنتُ أعتقد .. بأنه يبالغ لكن
    Güneş kana döndüğünde ve kurbağa yağdığında hangimiz aşırı tepki veriyormuş göreceğiz. Open Subtitles حقاً ؟ سنرى من يبالغ غداً عندما تتحول الشمس إلى دماء . و تبدأ الغيوم تمطر ضفادع
    aşırı tepki gösteriyorsunuz bay de villiers Günümüze hoş geldiniz Open Subtitles يبالغ, السيد دي فيلير؟ مرحبا بكم في وقتنا الحاضر.
    Babası aşırı tepki gösterip annesini korkutmadan önce benim onu aramamı istedi. Open Subtitles أرادتني أن أهاتف والدتها قبل أن يبالغ أبوها ويفزّعها.
    Frank sadece rol yapmaz, bir şeylerin üstünü örtmek için tuhaf bir şekilde el kol hareketleriyle, ...bağırarak ve benzeri hareketler yaparak bir şekilde rolünü abartır. Open Subtitles كما هو واضح، فرانك لا يمثل فقط بل يبالغ في التمثيل كما لو أن إشاراته الحادة العنيفة المثيرة للسخرية وصرخاته وبقية تصرفاته مقصود بها التغطية على شيء ما
    Benim ailemde kimse abartmaz. Open Subtitles وبعده قلت, ولماذا أبالغ؟ لا أحد في عائلتي يبالغ بردة فعله
    - Ona peşine düşmeyeceğine, abarttığına ikna etmiştim. Open Subtitles ،جعلته يعدني أنه سينسحب من المسألة أقنعته أنه كان يبالغ في المسألة
    Acısı gerçekti, ama sanırsam biraz abartıyordu. Open Subtitles الالم كان حقيقيا ، لكني اعتقد انه كان يبالغ قليلا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus