Bu salondaki kaç kişi günde 20 defadan daha fazla gülüyor? | TED | كم من الاشخاص هنا يبتسم اكثر من 20 مرة في اليوم ؟ |
üçte birimizden fazlası günde 20 defadan daha fazla gülüyor, yüzde 14 ten azı ise 5 kereden daha az gülümsüyor. | TED | اكثر من ثلث الاشخاص يبتسمون اكثر من 20 مرة في اليوم وهناك 14% من يبتسم اقل من 5 مرات في اليوم |
gülümsüyordu... ama içindeki duyguları çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | .. لقد كان يبتسم و لكني كنت أعرف ما هو إحساسه الداخلي |
"Trapezinden gülümser aşağıdaki insanlara" | Open Subtitles | والأن هو يبتسم من عند البار للناس الواقفة بالأسفل |
Bizde gülümseyen biri tercih edilir, özellikle de silah taşıyorsa. | Open Subtitles | نحن نفضل الشخص الذي يبتسم .لنا خاصة إذا كان يحمل مسدساً |
Yaz aklım, yaz şunu. güler yüzlü, hep güler yüzlü bir insan zehirli bir yılan da olabilir. | Open Subtitles | اين مفكرتي حتى اسجل فيها ان المرء قد يبتسم |
Kanlı suratıyla Banquo bana gülüyor ve onları işaret ediyor! | Open Subtitles | لأن بانكو بشعره المضفور بالدم يبتسم لى ويشير إليهم على أنهم ذريته |
gülüyor, sırıtıyor, sanki hepimizle flört ediyor. | Open Subtitles | انه يبتسم ويبتسم بتكلف، ليجعلنا جميعا نحبه. |
20 milyon rupi ödül için son soru ve o gülüyor. | Open Subtitles | السؤال الأخير الذي يُربح 20 مليون روبية ، وهو يبتسم |
...tüm bunlar oluken, o orada durmuş bana gülümsüyordu. | Open Subtitles | و طوال الوقت بينما كان واقفا هناك كان يبتسم لي |
Yemin olsun orada bir keresinde Tanrı'yı gördüm, o bile gülümsüyordu. | Open Subtitles | أقسم , مرة مسكت بصر الله بنفسه في ذلك المكان وهو كان يبتسم |
Yıldızlar sıralandığında, Tanrılar bize gülümser. | Open Subtitles | عندما تكون النجوم في أبراجنا فإن القدر يبتسم لنا |
Tanrı nedametsizlere değil, pişman olanlara gülümser, bay Stafford. | Open Subtitles | يبتسم الله للندم سّيد ستافرد، ليس غير النادمين. |
Arkamdan gülümseyen dilencilerin canı cehenneme. | Open Subtitles | تبا لهؤلاء الشحاذين، الذين يقومون بأي شي للمال يبتسم لي من وراء ظهري |
Evet, hastalarına tüm dişlerini göstererek, güler ve bademcik ameliyatını anlatır. | Open Subtitles | نعم، يبتسم بأسنانه كلها و يخبرهم بتجربته مع اللوز |
Onları takıp sokaktan aşağı yürürdüm ve Jeff'i bana gülümserken görürdüm. | Open Subtitles | وكنت ارتديهم وامشي في الشارع وكنت ارى جيف وهو يبتسم لي |
Tanrının siz siz olduğunuz zaman gülümsediğini biliyor muydunuz? | TED | هل تعلمون أن الخالق يبتسم عندما تصبح أنت كما أنت؟ |
Ve bana göz kırpıp gülümserdi, sanki bu bizim sırrımızmış gibi. | Open Subtitles | حتى يرميهم للخارج ثم يبتسم ابتسامه عريضه و يغمز لي كأنه كان سرنا الصغير |
Hiçbir şey. gülümseyip işine koyulmaya devam etti. | Open Subtitles | لا شيء ، ظل يبتسم طوال الوقت و كأنه سيترشح لمنصب رئاسي |
Yağmur sizin çocuğunuz yüzünden durdu, evet ama Yaradan gülümsemiyor. | Open Subtitles | توقفت الامطار لطفلك، نعم، لكنه لا يبتسم. |
gülümsedi, beni destekleyeceğini söyledi, ve bana nane çayı demledi. | Open Subtitles | فهو يبتسم ويخبرني بأنّه يدّعمني، ويعد لي بعض الشاي بالنعناع |
8 yaşında bir kız var, daha bu sabah gülüyordu. | Open Subtitles | لدى فتاة تبلغ من العمر 8 سنوات الذي ذهب من يبتسم والتوقيع على هذا الصباح |
Gerçek rakipler gülümsemez. | Open Subtitles | عندما تقاتلين فإنّ خصمك لا يبتسم لك عادةً بهذا الشكل |
Ji Hoo'nun, adı ne zaman geçse gülümsediği, tek kişi Jan di.. | Open Subtitles | الشخص الذي يجعل جيهو يبتسم ، حينما يذكر اسم غوم جاندي فهي.. |