...ve onu gömdüğümüzde ölü olduğunu sanıyorduk ama şimdi iyi görünüyor. | Open Subtitles | ونحن أعتقدنا انه كان ميت عندما دفناه. لكنه يبدو بخير الان |
Bebek ultrasonda iyi görünüyor, ama damla şeklinde az bir kanaman var. | Open Subtitles | , الطفل يبدو بخير في صورة الفوق الصوتية لكنكِ ضعيفة بعض الشئ |
Herneyse Chloe şimdi onunla ve gayet iyi görünüyor. | Open Subtitles | على أية حال كلوي معه الآن و هو يبدو بخير تماماً |
Ne yapacaksak hemen yapmalıyız. Çünkü o iyi görünmüyor. | Open Subtitles | أياً كان علينا فعله، يجب أن نفعله الآن لأنه لا يبدو بخير. |
Fakat o tam olarak iyi görünmüyor ama hala fonksiyonel. | Open Subtitles | لكنه لا يبدو... بخير, تماماً, لكن يتصرف على أكمل وجه. |
Her şey yolunda görünüyor. B12 değeri iyi. | Open Subtitles | كل شيء يبدو بخير, مستويات البي 12 جيِّدة |
Her şey burada kapana kısılı kalmaktan daha iyi görünüyor. | Open Subtitles | تقريبا كل شئ يبدو بخير أكثر من البقاء فى هذا المكان |
Beni kimse aramadı. O iyi mi? İyi görünüyor. | Open Subtitles | أهو بخير انه يبدو بخير وسينقل الى السجن خلال عشر دقائق |
Henüz değil. Ama bir kliniğe gittim ve her şey iyi görünüyor. | Open Subtitles | إلا أنّي قصدتُ عيادة, وكلّ شيء يبدو بخير. |
Neden bahsettiğin hakkında en ufak bir fikrim yok. Şu anda ona bakıyorum ve bana çok iyi görünüyor. | Open Subtitles | لا اعلم مالذي تتحد عنه انا انظر اليه الان, وهو يبدو بخير |
Bebeğin durumu iyi görünüyor. | Open Subtitles | قبل أن تنهي كلامكِ، مفهوم؟ الطفل يبدو بخير. |
İyi görünüyor ama sözüme güvenme. | Open Subtitles | لا أعلم، أعني، يبدو بخير لكن لا تصدقي ما قلت |
EKG değerleri iyi görünüyor. "C. diff" enfeksiyonu neredeyse kontrol altına alındı. | Open Subtitles | تخطيط القلب يبدو بخير وقمنا بالسيطرة على إلتهاب عضلة القلب |
Ne seni gönderilecektir kim olduğunu bilmiyorum, ama her şey iyi görünüyor. | Open Subtitles | لا أعلَم مَن أرسل لكِ ماذا، ولكن كل شيء يبدو بخير. |
İyi görünmüyor. Tam olarak iyi değil. | Open Subtitles | لايبدو بخير لا يبدو بخير أطلاقاً |
Biri hâlâ nefes alıyor. Ama pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | الأول مازال يتنفس ولكنه لا يبدو بخير |
- İyi görünmüyor. | Open Subtitles | سحقاً، إنه لا يبدو بخير يا صديقي. |
Hadi evlat, her şey yolunda görünüyor. | Open Subtitles | هيا يا فتى, كل شيء يبدو بخير. |
Uçaktan inerken iyi görünüyordu. | Open Subtitles | كان يبدو بخير عندما خرج من الطائرة. أجل، و كذلك الرجل |
Hey, ortak. Adamın iyi gözükmüyor. Seni içerde hiç takdir etmeyecekler. | Open Subtitles | رجلك لا يبدو بخير انهم لن يقبلوه بالداخل |
Belki de test etmeyi bırakmak için güzel bir andır. Yani Ryan iyi gibi duruyor. | Open Subtitles | ربما هذا هو الوقت المناسب لايقاف الاختبار رايان يبدو بخير دعينا لا نضغط عليه |
Sonuncusunun da ambulans gelene kadar pek iyi göründüğünü söyleyemem. | Open Subtitles | أخرها لم يبدو بخير عندما جاء الإسعاف |
- İyi görünüyor. - Aynen öyle. | Open Subtitles | إنه حقًا يبدو بخير |
Çalışmaması çok saçma. Her şey yolunda gözüküyor. | Open Subtitles | ذلك غير معقول يا عزيزي كل شيء يبدو بخير |
Pekiyi görünmüyor. | Open Subtitles | لا يبدو بخير |