Ve bahse girerim derlerinde de iyi değildir. | Open Subtitles | وأراهن بأنه لا يبلي جيداً في دراسته أجل، إنه ضخم البنية وأراهن بأنه لا يبلي جيداً في دراسته |
Okumayan birinin iyi çapraz bulmaca yapacağını düşünmek zor. | Open Subtitles | من الصعب التوفيق بين فكرة أن شخص ما لا يقرأ مع شخص يبلي جيداً في ألغاز الكلمات المتقاطعة |
Bu şartlar altında, oldukça iyi idare ediyor. | Open Subtitles | بالنسبة لهذه الظروف، فهو يبلي جيداً. |
Açıkçası, senin kadar iyi yapamayan biri. | Open Subtitles | -من الواضح أنّي الرجل الذي لا يبلي جيداً مثلك |
"İçerden" iyi gidiyor, Simon Schuster şimdiden ikinci baskıya geçtiler. | Open Subtitles | "إنسايد" يبلي جيداً ذلك بأن دار النشر سايمون شوستر يقومون بطباعه نسخه ثانيه. |
Kendine ait küçük bir parkı var. Ve orada durumu iyi. | Open Subtitles | لديه حديقة جميلة هناك ، إنه يبلي جيداً |
Bence durumu bayağı iyi şu aralar. | Open Subtitles | لقد فكرت فقط بأنه يبلي جيداً جداً الآن |
Kraliçe, gayet açık ki, ve şu Branson adındaki herif de çok iyi. | Open Subtitles | الملكة بالطبع، ثم ذلك الرجل (برانسون)، يبلي جيداً |
İyi gidiyor. | Open Subtitles | إنه يبلي جيداً. |
Ve gerçekten iyi gidiyor gibi gözüküyor. | Open Subtitles | و يبدو أنه يبلي جيداً |
Oksijen iyi olmasını sağlayacak. | Open Subtitles | انه يبلي جيداً على الأوكسجين |
İyi gidiyor gibi. | Open Subtitles | يبدو أنه يبلي جيداً |
İyi bir şey yapmış oluruz. | Open Subtitles | ماذا برأيك، (جولز)؟ أعتقد أنه يبلي جيداً |
İyi iş çıkarıyor. | Open Subtitles | إنه يبلي جيداً نعم |
Evet. İyi idare ediyor. | Open Subtitles | نعم, يبلي جيداً |
- Televizyonda iyi olmaması mı suç? | Open Subtitles | -جريمته أنه لم يبلي جيداً على التلفاز |
Bence Charlie iyi iş çıkarıyor. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أن " تشارلي" يبلي جيداً |
Moby'nin durumu iyi. | Open Subtitles | موبي) يبلي جيداً) |
Tyler çok iyi. | Open Subtitles | (تايلر) يبلي جيداً |