Karşılığında ise temyiz masrafını çıkartmak için onlara bir önemi olmayan üniformalar satıyor. | Open Subtitles | في المقابل، يبيعهم الأزياء التي لاتمثل شيئاً مع استخدام تلك الأرباح لأجل استئنافه |
Muhtemelen onları normal fiyatının iki katına satıyor. | Open Subtitles | انه ربما يبيعهم بثمن أكبر من ثمنهم الحقيقى بمرتان |
8. caddede adamın birisi bunları satıyordu ve kendi kendime şunu düşündüm: | Open Subtitles | هذا الرجل كان يبيعهم على الناصيه ولقد فكرت |
O sana satıyordu, sen alıcılara satıyordun. | Open Subtitles | إنه يبيعهم لك و أنت تبيعهم لعملائك |
Hurmaları satan yelekli maymun çok ikna ediciydi. | Open Subtitles | القرد في السترة الصغيرة الذي كان يبيعهم حدث أن يكون مقنع جدا |
Hayır, o yalnızca sattığını söyledi, ben de ona inanıyorum. | Open Subtitles | لا، لقد أخبرني بأنه يبيعهم فقط و لقد صدقته |
Bu yüzden onları kara borsada satacak. | Open Subtitles | لذا هو يبيعهم في السوق السوداء |
Arabamı aldığım adam birkaç derin donrucuyu indirimli satıyor. | Open Subtitles | لديه مجموعة من ثلاجات التخزين إنه يبيعهم الآن. |
O da Ring'e satıyor. | Open Subtitles | و الذي يبيعهم بدوره إلى الرينغ |
Onları kime satıyor? | Open Subtitles | الى من يبيعهم ؟ |
Onları ilçe fuarında satıyor. | Open Subtitles | يبيعهم في معرض المقاطعة. |
Belki de Penny'den çalıp, yan komşuya satıyordu. | Open Subtitles | ربما كان يسرقهم من " بيني " كي يبيعهم للجيران |
Adamın biri yolun aşağısında satıyordu. | Open Subtitles | رجلٌ كان يبيعهم بنهاية الطريق. |
Onlara şirketimiz üzerinden uyuşturucu satıyordu. | Open Subtitles | كان يبيعهم المخدرات من شركتنا |
Şehirde bunlar satan tek yer var. | Open Subtitles | فقط مكان واحد يبيعهم هنا في المدينة |
Ve bunu üzerindeki "Bir kız" etiketiyle birlikte düşünürsek bunları satan tek bir yer var. | Open Subtitles | " مع الشيء الخاص " ملصق الفتاة هناك مكان واحد في المدينة يبيعهم |
Onları satan adamı tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف الرجل الذى يبيعهم |
Silahlarını tam olarak nereden aldığını ve kimlere sattığını öğrendim. | Open Subtitles | من أين يحصل على الأسلحة وإلى من يبيعهم |
Martin'in para karşılığı onları teker teker sattığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | (نعتقد بأنّ (مارتين يبيعهم شخصًا تلو الآخر |
Tam olarak silahlarını nereden aldığını ve o silahları kime sattığını öğren. | Open Subtitles | جِدا مصدر أسلحته ولمن يبيعهم |
Demek onları kara borsada satacak. | Open Subtitles | لذا هو يبيعهم في السوق السوداء |
- Limehouse bize onları satacak. | Open Subtitles | لايمهاوس " سوف يبيعهم " |