"يتباهى" - Traduction Arabe en Turc

    • gösteriş
        
    • hava
        
    • övünüyor
        
    • övünen
        
    • gösteri
        
    • övünürdü
        
    • böbürlenmez
        
    • böbürleniyor
        
    • çalım atıyor
        
    • böbürlenerek
        
    Kimse gösteriş yapanı sevmez. Open Subtitles لا احد يتباهى بهذا تبا لهذا الا يوجد أي شوربة
    Ve bununla tüm şehre işaretini bırakıp gösteriş yapıyor. Open Subtitles ثمّ يتباهى بها بأنحاء المدينة، تاركاً علامته لنراها.
    Geri zekâlı şey, içki içerken hava atıyordu. Open Subtitles الغبي اللعين كان يتباهى عندما كان يشرب الكحول
    En iyi askerlerimiz kötülüğe karşı savaşarak canlarını verirken kendisi birlik komutanının verdiği direkt emre karşı gelip itaatsizliği ile övünüyor. Open Subtitles يتباهى بالعصيان. عن طريق عصيان سلسلة من الأوامر المباشرة من قائده. في حين أفضل شبابنا يضحّون بحياتهم ضد الشر.
    Ama şu anda Jay'e yenilmek üzereydim. 100'e kadar saymasını bilememekle övünen birine. Open Subtitles ثم أكون على وشك أن أهزم من جاي, الشخص الذي في الحقيقة, يتباهى بأنه لا يستطيع العد حتى الـ100,
    O her zaman numara yapar, her zaman bu aptal gösteri! Open Subtitles .... هو دائما يتباهى , هذا الاحمق دائما بنفس المظهر ...
    Şehirdeki avukatlara taş çıkartabileceğinle hep övünürdü. Open Subtitles لقد كان يتباهى بأنك احسن من يوجز بين كل محاميين البلده
    Seksi bir sarışınla evlenip, kim böbürlenmez ki? Open Subtitles من الذي يتزوج شقراء مثيرة ولا يتباهى بذلك؟
    Bize geri geldiğini söyleyerek böbürleniyor. Open Subtitles أنه يتباهى . أنه يخبرنا أنه عاد
    "Max dünyayı umursamadan ringte çalım atıyor. " Open Subtitles يتباهى (ماكس) حول الحلبة ليس حاملاً لأية هم
    Görünüşe göre "kahraman" Max Felder yaptığı kahramanlığı böbürlenerek nişanlısına anlatmış. Open Subtitles اتضح أن ماكس فيلدر المقدام كان يتباهى بأعماله البطولية لخطيبته ... ثم قام الجبان بالاختباء مع عائلته
    Alanın ortasında olmak,Galin için gösteriş yapma zamanı demek. Open Subtitles بأخذالمرحلةالوسطية، إنَّه دور كيلنج لكي يتباهى.
    gösteriş yapmak için. Mantıklı. Open Subtitles ويريد ان يتباهى بقوتة يبدو الامر معقولا الان
    Şirketin önünde seninle gösteriş yapardı, sen performansını sergilerdin. Open Subtitles كان يتباهى بك أمام رفقاءه، يجعلك تؤدي.
    O zengin çocuğu siyah, spor bir arabayla dolaşıp hava atıyor. Open Subtitles فتى ثري يتجول بسيارة رياضية سوداء يتباهى أمام أصدقائه
    Neden buraya gelip arabasıyla hava atıyor, sanki büyük adammış gibi? Open Subtitles لماذا يتباهى بما يملكه كما لو أنه الزعيم؟
    Belki gelecek sefer o denyolar hava atmaya çalıştığında onları şaşırtabilirim. Open Subtitles بأنه عندما يتباهى أولئك الحمقى مجدداً ربما يمكنني أنا أفاجئهم
    Binanın internet sitesi tüm birimlerin akıllı telefon teknolojisiyle donatıldığıyla övünüyor. Open Subtitles موقع المبنى يتباهى بامتلاك كلّ الوحدات تكنولوجيا "المنزل الذّكيّ".
    Tuzaklarla donatılmış iki köprü. Urshu sürekli onlarla övünüyor. Open Subtitles جسران مُفَخَّخانِ دائماً ما يتباهى بهما (آرشون)
    Yaptığı icraatlarla övünen yada cebinde olağandan fazla para bulunan bir esrarkeşi araman gerekiyor. Open Subtitles أريدك أن تبحث عن مدمن حصل فجأة على مبلغ كبير من المال أو أنه يتباهى بجريمة قتل
    Burada erkekler daha nacizane bir şekilde gösteri yapıyor. Open Subtitles هنا يتباهى الذكور بطريقة أكثر اعتدالاً. الطيطوي منتفخ الصدر
    (Kahkaha) Ayrıca emeklilik fonunu bir gün yatıracağım konusunda arkadaşlarına övünürdü. TED (ضحك) وكان يتباهى أمام أصدقائه عن كيف كان ولده سينفق عليه بعد تقاعده يومًا ما.
    "Aşk, kıskanmaz veya böbürlenmez." Open Subtitles الحب لا يحسد ولا يتباهى
    Colonel'e yaptıklarıyla böbürleniyor. Open Subtitles لقد كان يتباهى على الإنترنت (بما فعلوه للـ(كولنيل
    "Max dünyayı umursamadan ringte çalım atıyor. " Open Subtitles يتباهى (ماكس) حول الحلبة ليس حاملاً لأية هم
    Darken Rahl'a böbürlenerek, onu öldüreceği öngörülen oğlanın yakında doğacağını söyledi. Open Subtitles كان يتباهى (أمام (داركن رال بأن الطفل الذي سيقتله طبقاً للنبؤة سيولد قريباً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus