"يتجزأ" - Traduction Arabe en Turc

    • ayrılmaz
        
    • gömülü
        
    Etiyopya'da kuşlar müziğin kökeninin ayrılmaz bir parçası olarak görülürler. TED في إثيوبيا، تُعتبر الطيور جزءً لا يتجزأ من جذور الموسيقى ذاتها.
    Sağlık sistemi ve diğer önemli sağlık kurumlarını korumanın görevlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu görsünler istiyoruz. TED نحن نريدهم أن يرون أن حماية الأنظمة الصحية والمؤسسات الاجتماعية الأساسية الأخرى جزء لا يتجزأ من مهمتهم.
    Tesla'nın gerçek ve önemli yanı, uygarlığımızın, günlük hayatımızın ve halihazırdaki savaş çabamızın ayrılmaz bir parçası olan büyük başarılarında yaşıyor. Open Subtitles المهم في حياة تيسلا هو انجازاته وهي عظيمه وجزءا لا يتجزأ من حضارتنا، من حياتنا اليومية في جهودنا الحربيه
    Şüphesiz ki Kevin'ın zevki için çekilmiş o küçük Emo beyninde gömülü benim banyo yaparkenki görüntülerim var. Open Subtitles لقد حْصَلُ على الفيديو لي وانا إغتِسال جزءا لا يتجزأ من دماغه الصَغير، لاشك أن كيفن مسروربالمشاهدته.
    Haklı veya haksız, o artık Avusturya'nın kimliğine gömülü. Open Subtitles صواباً أو خطأً، إنها أصبحت جزءً لا يتجزأ من الهوية النمساوية.
    Aslında, anahtar kodun içerisine gömülü. Open Subtitles في الواقع، كان جزءا لا يتجزأ من الشفرات داخل التعليمات البرمجية.
    Hakimiyet, itaat etme, ve acı eğitimin ayrılmaz parçaları. Open Subtitles الهيمنة، الخنوع، والألم هي جزء لا يتجزأ من عملية التدريب.
    Yani, üçlünün ayrılmaz parçası oldu, onun yerini asla dolduramam. Open Subtitles أعني, إنّها أصبحت جزء لا يتجزأ من الثلاثي, ولا يمكنني إستبدالها.
    Tayvan'ın, Çin'in ayrılmaz bir parçası olduğunu anlamak zorundasınız. Open Subtitles عليك أن تفهم ان تايوان جزء لا يتجزأ من الصين
    Yüzbaşı Mane'in, ekibinin ayrılmaz bir parçası olduğundan bahsediyor. Open Subtitles يتحدث عن كون الملازم ماين جزء لا يتجزأ من فريقه.
    Evet, sen buranın ayrılmaz bir parçasısın ancak burası senden daha büyük. Open Subtitles نعم , أنت جزء لا يتجزأ منه لكنه أكبر منك
    Müzik Afro-Amerikan kültürün ayrılmaz bir parçası. Open Subtitles حسنًا، الموسيقى جزء لا يتجزأ من ثقافة الأفارقة الأميركيين
    "Ama iletişimi sürdürmek bebeğin güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır." Open Subtitles واضاف "لكن الحفاظ على التواصل هو جزءا لا يتجزأ من سلامة الطفل
    Disiplin eğitimimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Open Subtitles الانضباط... هو جزء لا يتجزأ من التعليم لدينا ..
    Ve şaka yapılmış olmak, S.H.I.E.L.D. ajanı olmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Open Subtitles وأن تتعرض لمقلب لهو جزء لا يتجزأ من كونك عميل لـ(شيلد)
    Beynimizde gömülü bir ''güzel olan iyidir'' klişesi de var. TED لدينا أيضا "الجمال هو أمر جيد" فالصورة النمطية جزء لا يتجزأ من الدماغ.
    Bunun manası, anahtarlığında eksik olan köpek balığı dişi, Randy Williams'ın eline gömülü bulundu. Open Subtitles وهذا يعني أن الأسنان القرش في عداد المفقودين من الإعداد في سلسلة مفاتيحك هنا تم العثور جزءا لا يتجزأ من جهة راندي ويليامز.
    Üçkâğıdı, ölü Rusların roman yazması gibi yazıyor tematik kıvrımlarla ve gömülü sembolizm ile. Open Subtitles إنه يكتب سلبياته , تماماً كما يكتب الروس رواياتهم بأقواس موضوعيه , و ذلك جزء لا يتجزأ منالرمزيةوالقرف...
    Cep telefonuyla çektiğin her resme gömülü bir GPS bilgisi vardır. Open Subtitles هناك بيانات GPS جزءا لا يتجزأ من في أي صورة كنت تأخذ من هاتفك الخلوي.
    İçine Amerikan Devrimi dönemi parası gömülü. Open Subtitles يُوجد بجُزء لا يتجزأ منه عُملة قارية
    Birçok kişi Paris'i sanat veya şiir olarak bilir ve bu durum, sinirsel ağlarımızda gömülü, kalıplaşmış beklentileri harekete geçirir. Open Subtitles "معظم الناس لا يعرفون "باريس إلا من خلال الفن أو الشعر وهذا يمكنه أن يخلق بعض التوقعات المثالية والتي تصبح جزء لا يتجزأ من شبكاتنا العصبية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus