"يتحدث إليه" - Traduction Arabe en Turc

• konuşan
• konuştuğu
• konuştuğunu
• konuşacak
• onunla konuşması
• onunla konuşmasın
• onunla konuşmasını

Onun tam arkasında, İspanyolca konuşan yaşlıca biri var.
هناك رجل كبير يجلس خلفه يتحدث إليه بالأسبانبيه

Onunla konuşan birinin olması iyi bir şey.
هذا أمرٌ جيد له إن كان هناك أحدًا يتحدث إليه

Onca yıl, sen kayıp yavrucağının geri dönmesini beklerken, onun konuştuğu kişi bendim.
طيلة هذه السنوات بينما كُنتِ تنتظرين طفلك الصغير المفقود بإن يعود انا كُنت من يتحدث إليه

Ya ortağı, konuştuğu adam?
الشريك ، الرجل الذي كان يتحدث إليه ؟

Gençler, telefonun öteki ucunu hala tespit edemedik. Kiminle konuştuğunu bilmiyoruz.
رفاق، ليس لدينا فكرة عن من على الجانب الآخر من المكالمة لانعرف من الذي يتحدث إليه

Umarım şimdi mutludur. İblis dünyasında konuşacak kimsesi olmadan, yapayalnız.
أتمنى أن يكون سعيد الآن فى عالم الشياطين وحيد لا يجد أحد يتحدث إليه

Birimizin onunla konuşması gerek, nasıl olduğunu görmesi gerek.
يجب أن يذهب أحدنا يتحدث إليه ليطمئن عليه

Ekibimden ve Komutan Reardon başka kimse onunla konuşmasın.
- لا - (جيد، لا أحد يتحدث إليه سوى فريقي و القائد (ريردون

Kimsenin onunla konuşmasını istemiyor.
و لا يحب أن يتحدث إليه أحد

Ackroyd'la konuşan kişi para istiyor.
الشخص الذي كان يتحدث إليه "آكرويد" كان يريد المال

Ama onunla konuşan bir tek sen varsın.
ولكنك الوحيد الذي يتحدث إليه

Ben ile konuşan adamın adı Connor Bailey.
(إذن ، هذا الرجل الذي يتحدث إليه (بين (هو (كونور بايلي

Şu andan itibaren maalesef konuştuğu insanın kim olduğunu asla bilemeyeceğiz.
من هوية الشخص الذي كان يتحدث إليه.

Logan'ın parkta konuştuğu adam keskin nişancıymış.
الرجل الذي كان يتحدث إليه (لوجان) بالحديقة. إنه قناص.

Her akşam konuştuğu biri var. "Gupta."
ها هو شخص يتحدث إليه كل ليلة، "غوبتا"

Kiminle konuştuğunu bulmak için Tripp kayıtları inceliyor.
لذلك " تريب " يبحث السجلات ليرى من كان يتحدث إليه

Babasının artık onunla konuştuğunu söyledi.
قال أن أباه كان يتحدث إليه بشكل أكبر,

Kiminle konuştuğunu bilmiyorum.
لا أعلم من كان يتحدث إليه

Korkunç durumda konuşacak kimsesi yok. Bir anda ona Taze Çiftlik Yaz Kampı'ndan sağa sapmasını söyleyiverdim.
و هو منهار، ليس لديه من يتحدث إليه و فجأة

Bence konuşacak birine ihtiyacı vardı.
أجل، أعتقد أنه كان بحاجة إلى من يتحدث إليه

Birinin onunla konuşması gerek.
على أحدهم أن يتحدث إليه

Birinin onunla konuşması lazım.
يجب على أحدٍ ما أن يتحدث إليه

Kimse onunla konuşmasın.
لا يتحدث إليه أحد

Wade'den onunla konuşmasını istedim demek oluyor.
يعنى أنى جعلت وايد يتحدث إليه