"يترددوا" - Traduction Arabe en Turc

    • tereddüt
        
    • çekinmezler
        
    • duraksamamışlar
        
    • çekinmeyeceklerdir
        
    Adına konuştuğum insanlar gerektiğinde sana ya da karına zarar vermekte tereddüt etmezler. Open Subtitles الناس الذين أتحدث باسمهم لن يترددوا في أذيّتك أو أذيّتها إن لزم الأمر
    Hayal bile edemeyeceğin kadar... - ...güçlü silahları var ve bir saniye bile tereddüt... Open Subtitles لديهم أسلحة أكثر قوة مما تتخيل، ولن يترددوا
    İnsafsızca davranmamın nedeni rakiplerimin de bu konuda tereddüt etmeyeceklerini bildiğimden, kaynaklanıyor. Open Subtitles إذا تصرفت بقسوة فهذا لأني أعرف بأن خصومي لن يترددوا بفعل الشيء نفسه
    Ve hata yapmayın buraya gelenler istediklerini almak için sizi öldürmekten çekinmezler. Open Subtitles ولا ترتكبوا أخطاء الناس الذين سيأتون لن يترددوا في قتلكم لأخذ ما يرُيدونه
    İki görevliyi de öldürüp birinci dereceden cinayete karıştıktan sonra, hiç duraksamamışlar. Open Subtitles بمجرد تصاعد الأمر لعملية قتل.. وبعد مقتل اثنين من الحراس لم يترددوا
    Bu insanlar onun bizimle işbirliği yapmasını engellemek için size yapacakları hiçbir şeyden çekinmeyeceklerdir. Open Subtitles هؤلاء الناس لن يترددوا لفعل أي شيء لكى لإيقافه عن التعاون معنا هل تفهمين ذلك؟
    Onlar bir ilişkiyi avantajları için kullanmakta tereddüt etmeyeceklerdi. Open Subtitles إنهم لن يترددوا لاستغلال أي علاقة لصالحهم
    Hakkımızdaki her şeyi bilirler gerçekler, rüyalar, içsel arzular bunları size karşı kullanmada tereddüt etmezler. Open Subtitles ويعرفون عنا كل شيء الحقائق والأحلام والرغبات الدفينة ولن يترددوا في استخدامها ضدنا
    Eğer bir polisi bile vurdularsa seni öldürmekte tereddüt etmeyeceklerdir. Open Subtitles أن كانوا قادرين على قتل شرطي فهم لن يترددوا في قتلكِ.
    Bu insanlardan birine rastlarsanız öldürün. Hiç tereddüt etmeyin. Open Subtitles إن تلاقوا أيًّا من أولئك القوم، فاقتلوه، فهم لن يترددوا عن قتلكم.
    Polis olduğumu öğrendiklerinde ateş etmekte tereddüt etmediler. Open Subtitles لقد علموا أنني شرطي، ولم يترددوا بإطلاق النار
    Daha önce bombayı attılar bir daha atmaya da tereddüt etmezler. Open Subtitles لقد أسقطوا قنبلة من قبل ولن يترددوا في إسقاطها مجدداً
    Bu kişi, ondan öncekiler gibi ise yollarına çıkanları öldürmekte tereddüt etmeyecektir. Open Subtitles اذا كان هذا العدو أى شىء مثل ما سلفهم فانهم لم يترددوا فى قتل أي شخص يقف فى طريقهم
    Bugün onurlu bir şekilde ölmek için güzel bir gün. İntikam almak için tereddüt etmeyecek kardeşlerimin arasında. Open Subtitles ...اليوم يوم رائع للموت بشرف وسط إخوتي الذي لن يترددوا في الإنتقام
    Bunu yapmazsan sizi öldürmek konusunda tereddüt etmezler. Open Subtitles ولن يترددوا في قتلك إن لم تقومي بهذا
    Eğer LA'de olduğunu biliyorduysalar onun peşinden gitmek için bir saniye bir tereddüt etmezlerdi. Open Subtitles لذلكـ إنْ علموا بمكانِ تواجدهِ في "لوس آنجلوس" فحينها لن يترددوا ولو للحظةٍ واحدة
    Ve onları korumak için öldürmekten çekinmezler. Open Subtitles و لن يترددوا في القتل لحمايتهم
    Bizi azarlamaktan çekinmezler. Open Subtitles -لن يترددوا في تعنيفنا
    İki görevliyi de öldürüp birinci dereceden cinayete karıştıktan sonra... hiç duraksamamışlar. Open Subtitles بمجرد تصاعد الأمر لعملية قتل.. وبعد مقتل اثنين من الحراس لم يترددوا
    Onlar kullanmaktan çekinmeyeceklerdir. Open Subtitles لن يترددوا للحظة في استخدامها عليكم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus