"يتسوقون" - Traduction Arabe en Turc

    • alışveriş
        
    • alış
        
    Ve burada gördüğünüz gibi kasklarıyla alışveriş yapıyorlar. TED ويمكنكم ان ترون هنا كيف انهم يتسوقون بخوذهم
    Santee Alley'deki insanlar Gucci'den alışveriş etmiyor. TED الناس في زقاق سانتي ليست هم الذين يتسوقون في غوتشي.
    Sanırım ölümsüzler ayakkabı mağazasından alışveriş yapmıyorlar. Open Subtitles أعتقد أن الخالدون لا يتسوقون في محل أحذية بارن
    Bu yıl kara cumaya denk geliyor, yani herhalde kimseden bir kart bile almam. Herkes alışveriş yapmakla meşgul. Open Subtitles عيد ميلادي يصادف يوم الجمعة مما يعني أنني لن أحصل على بطاقة معايدة فالجميع يتسوقون
    Frances ve ailesi El Kaide tehdidine rağmen alış veriş yapıyor. Open Subtitles فرانسين ترويك و عائلته يتسوقون في اللحظات الأخيرة مع معرفتهم بأن القاعدة تخطط للهجوم على أمريكا
    alışveriş yapıyorlar. Kaybedecekleri şey büyük. Open Subtitles إنه عيد الشكر, وهم يتسوقون واللحم سعره مرتفع جداً
    Ayrıca, annem ve kız kardeşim New York'ta çılgınlar gibi alışveriş yapıyorlar ve bir kamyona bağlanarak cam kırıklarının üzerinde sürüklenmeyi tercih ederim. Open Subtitles بجانب أن أمي وأختي يتسوقون في نيويورك وأنا أفضل أن يتم سحبي بشاحنة فوق زجاج مكسور
    Aslında insanlar çarşıdan alışveriş yapmıyor artık. Open Subtitles في الواقع الناس لاتذهب للتسوق في المولات بعد الان .أنهم يتسوقون من النت
    Dostların internette birlikte alışveriş yapmasının bir yolunu bulmak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أجد طريقه لأجعل الاصدقاء يتسوقون معنا على الانترنت لجعل التسوق أقل وحده
    Bizim müşterilerimiz öğle arsında alışveriş yapan işçi arılar. Open Subtitles زبائننا هم الذين يعملون الذين يتسوقون خلال وقت الغداء
    Veya, belki de bu kohort, diğerinden farklı olarak, spesiyal gıda marketlerinden alışveriş yapan, farklı beslenme alışkanlıklarına sahip olan ya da sağlık hizmetlerine erişimi daha fazla olan insanlardan oluşmuştu... TED أو قد تتكون مجموعة العشبة من أشخاص يتسوقون في متاجر الأطعمة الصحية ويقومون بحميات مختلفة أو لديهم فرص أفضل للحصول على العناية الصحية.
    alışveriş yaparlarken, annesinin başörtüsünün neden zorla çıkarıldığını veya karşı takımdan birinin ona neden terörist deyip geldiği yere dönmesi gerektiğini söylemesini açıklayamadım. TED لم أستطع أن أفسر لها لماذا حاول أحدهم نزع حجاب والدتها عندما كانوا يتسوقون في البقالة. أو لماذا نادتها لاعبة في الفريق الخصم بالإرهابية وأخبرتها أن تعود من حيث أتت.
    Chevrolet'lere biniyorlar Wal-Mart'dan alışveriş yapıp "Friends" seyrediyorlar. Open Subtitles يقودون سيارات شيفروليه يتسوقون من متجر وال - مارت يشاهدون كل حلقات مسلسل الأصدقاء
    Bazı çiftler Cumartesi alışveriş yapar. Open Subtitles بعض الأزواج يمضون ظهر السبت وهم يتسوقون
    Chevrolet'lere biniyorlar Wal-Mart'dan alışveriş yapıp "Friends" seyrediyorlar. Open Subtitles ...إنهم يقودون شيفرولية, يتسوقون من دكان وال لم يفقدوا أى أحد من أصدقائهم
    J Timinin Old Navy'den alışveriş yapan yetişkinlere saldırdığı bir bölüm olsaydı olurdu. Open Subtitles قد يكون هناك جزء لك اذا بدأت فرقة جاي بالهجوم على كل البالغين الذين لايزالون يتسوقون من "اولد نيفي".
    Diğerleri sadece, bilirsin, ..çalıntı çizgi roman için alışveriş filan yapar. Open Subtitles يتسوقون لشراء الكتب المصورة المسروقة،
    Onlar Darryl oğlu için bir hediye için alışveriş. Open Subtitles إنهم يتسوقون لشراء (هدية من أجل طفل (داريل
    Herkes marketten alışveriş yapmaz. Open Subtitles "ليس الجميع يتسوقون في "وول مارت
    Tüketime özendirme, ticaret şirketleri ve insanlar alış veriş yapmıyor veya yüzlerine bir şey sürmüyorlarsa ekran karşısında oturup sahte insanların sahte şeyler yapmasını izliyorlar. Open Subtitles مواد استهلاكية وشركات. والناس إن لم يكونوا يتسوقون أو يحشون أفواهم، فهو جالسين امام شاشة ما
    New York'ta şu an senin için alış veriş yapıyorlar. Open Subtitles إنهم في "نيويورك" الآن يتسوقون من أجلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus