"يتطلع" - Traduction Arabe en Turc

    • bekliyor
        
    • bakıyor
        
    • arıyor
        
    • iple
        
    • isteyen
        
    • baktı
        
    • sabırsızlanıyor
        
    • saygı
        
    • bakıyordu
        
    • görünüyor
        
    • örnek alıyor
        
    • atıyor
        
    • sabırsızlıkla bekliyordu
        
    Foreman ilk raundda biraz temkinli, sol kroşe için doğru anı bekliyor Open Subtitles فورمان حذرا في الجولة الأولى ، يتطلع إلى أن تراجع ربط اليسار.
    Herkes senin ne diyeceğine bakıyor değil mi? Open Subtitles الكل يتطلع إليكِ الآن لصوتهم، أليس كذلك؟
    - Bahse girerim FBI'dan ve uzaylıyı arıyor. Open Subtitles أراهن انه هو ، أمي. انه يتطلع لرجل الفضاء.
    Ve gelecek cumartesi tekrar boş olacağını ve onu tekrar görebileceği düşünüp, o günü iple çekiyordu. Open Subtitles وكانت الفكرة هو أنها ستكون متاحة مجددًا السبت القادم لكي يتمكن من رؤيتها وتمحنه شيئًا لكي يتطلع إليه.
    Acaba onu görmek isteyen bir akrabasının geldiğini söyleyebilir misiniz? Open Subtitles هل لكِ أن تخبريها أن قريبا يتطلع لرؤيتها؟
    O senin kağıdına baktı ve numara ile Katırı verdi. Open Subtitles والذي يتطلع في الورقة ثم يمنحك البغل المرقم في الورقة
    Bununla birlikte sabah yol yorgunluğunu üzerinizden attığınızda sizi görmek için sabırsızlanıyor. Open Subtitles ولكنه يتطلع بشدة أنّ يراكم في الصباح بعدما ترتاحون من الرحلة ..
    Dünya biz üniversite öğrencilerinin liderliğini bekliyor. Open Subtitles العالم يتطلع إلينا ، نحن طلاب الجامعات ، لنتول القيادة
    Bay Johnson bekliyor. Başkanlık zincirini parlatmak için saatler önce kalkacağım. Dr. Harrison! Open Subtitles سيد جونسون يتطلع إليها أنا سأبقى لتلميع سلسلة العمدة طبيب هاريسون
    Ayrıca, ailen tam olarak ne görmeyi bekliyor ki gerçekten? Open Subtitles إضافةً إلى ذلك، مالذي يتطلع أليه والداك ، حقاً؟
    Burası geleceğe bakıyor ve tamamen kendini bırakıyor. Open Subtitles هذا المكان لا يتطلع للمستقبل إنه بالفعل يعيش بداخله
    Bir bataklığın içindeyiz hepimiz ama yıldızlara bakıyor bazılarımız. Open Subtitles كلنا موجودون في صحف المشاهير ولكن بعضنا يتطلع إلى النجوم
    Yani herkes bana bakıyor, çünkü ben geçinmek için yiyecek kamyonu sürüp pirinç köftesi yapan adamım. Open Subtitles لذلك الجميع يتطلع في وجهي لأنني الرجل يقود شاحنة الغذاء ويعد كرات الأرز من أجل لقمة العيش
    Bizimle konuşmaya başladı, ve başlamasının sebebi şüpheli bir evli çift arıyor olmasıydı. Open Subtitles لقد بدأ فى التحدث إلينا والسبب فى ذلك إنه كان يتطلع إلى زوجين غير مثيرين للشبهات
    Gelincikler ikinci rauntta saldırıya geçmenin yollarını arıyor. Open Subtitles القوارض يتطلع إلى شن هجوم فى الجولة الثانية
    Dia ile geçirdiği, gittikçe uzayan ve sıklaşan öğleden sonralarını iple çekmeye başladı. Open Subtitles هو يتطلع لفترة الظهيرة مع ديا, التي اصبحت اطول و اكثر حصولاً
    Bu 500 dönümlük araziyi tek isteyen ben değilim. Open Subtitles انا لست الوحيد الذي يتطلع لارض مساحتها خمسمائة هكتار , يونس ايضا
    Ve zavallı çocuk sadece bize baktı kafası çok daha fazla karışmıştı, Open Subtitles و ذلك الطفل المسكين كان يتطلع إلينا فقط و يحتار أكثر فأكثر
    Bu ay sonunda sizi görmek için sabırsızlanıyor. Open Subtitles يتطلع كثيرا إلى رؤيتك في نهاية هذا الشهر
    Elimi havada bırakma, Ranger. Furley hemen yanımda. Bana saygı duyuyor. Open Subtitles لا تجعلنى معلقآ أيها الخيال فيدى هناك كما إنه يتطلع إلى
    Walker bir otobüs dolusu çocuğa bakıyordu. Open Subtitles واكر يتطلع ليحصل على حافلة مليئة بالاطفال
    Daha önce biraz ot almış ve fahişelerle takılmış gibi görünüyor ama , uyuşturucuyla hiç alakası olmamış, tutuklanma yok, hakkında hiç şikayette bulunulmamış. Open Subtitles حسناً ، كنا نظنّ أنّه يتطلع لشراء بعض الحشيش أو بعض الحبّ ولكن ليس لديه أيّ تاريخ في المخدّرات ولا إدانة لممارسة الدعارة، لا شيء
    Seni kendine örnek alıyor. Onun gözünde, sen her şeye sahipsin. Open Subtitles فهو يتطلع لك ففي عينيه تمثل أنت كل شيء
    Öyleyse gelin. Albay Green sizinle tanışmaya can atıyor. Open Subtitles تعال إذا , الكولونيل جرين يتطلع إلى لقائك
    O, en önemli tanık ve ifade vermeyi sabırsızlıkla bekliyordu. Open Subtitles إنه الشاهد الرئيسي وقد كان يتطلع للإدلاء بشهادته

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus