"يتعلم" - Traduction Arabe en Turc

    • öğrenmek
        
    • öğrenmesi
        
    • öğrenmeli
        
    • ders
        
    • öğrenecek
        
    • öğrenemedi
        
    • öğrenemeyecek
        
    • öğrenmiyor
        
    • öğrenmeye
        
    • öğrenmedi
        
    • öğrenmesini
        
    • öğrenene
        
    • öğrendiği
        
    • öğrenemez
        
    • öğreniyordu
        
    Ama okuma ve yazmayı öğrenmek herkes için faydalı. TED لكنه من المفيد أن يتعلم الجميع القراءة والكتابة.
    Biliyorsun, benim gibi olmayı öğrenmek kolay değildir. Open Subtitles أنت تعلم ,إنه من الصعب على أحدهم أن يتعلم ليصبح مثلي
    Yarına kadar da öğrenmesi mümkün değil, ne dersin Jack? Open Subtitles وبالتاكيد لا يمكنه ان يتعلم هذا غدا , أيمكنه ؟
    Silahlar kampta boş yere bulunmuyor. Onları güvenli şekilde kullanmasını öğrenmeli. Open Subtitles هناك أسلحة في المخيم لسبب، يستحسن أن يتعلم التعامل معها بأمان
    Alan, oğlunun senin hatalarından ders almaması için bir neden yok. Open Subtitles الين ، ليس هناك سبب يمنع أبنك أن يتعلم من أخطائك
    Eninde sonunda Gwangi'ye itaati öğrenecek ya da kardeşi gibi ölecek. Open Subtitles يوم ما سوف يتعلم ان يطيع، قانون جوانجى او سيموت كما حدث لاخوه
    Ve bu yüzden olumsuzluklara bir yetişkin gibi göğüs germeyi asla öğrenemedi. Open Subtitles و لهذا السبب، لم يتعلم أبداً أن يتعامل مع الشدائد في الكبر
    Bu aptal köpek asla bir frizbi yakalamayı öğrenemeyecek, Open Subtitles هذا الكلب الغبى لن يتعلم ابدا الامساك بطبق طائر
    Hepimiz, olgun bir yetişkin gibi zorluklarla baş etmeyi öğrenmek zorundayız. Open Subtitles كلاُ منا,في طريقه,يجب أن يتعلم كيف يتعامل مع المصاعب بإسلوب واعٍ و ناضج
    Sonra oğlu babasını bulmaya çalışır, nasıl bizon öldüreceğini falan öğrenmek için. Open Subtitles وبعدها قال، أن عاجلاً يستطيع الابن الإنضمام لأبيه عندما يتعلم الصيد أو شيئاً أو مهما كان هؤلاء يفعلون
    Hikayelerini dinlemelisin. öğrenmek için çok mücadele verdi. Open Subtitles يجب عليك أن تسمع قصصه انه مكافح جداً وأراد أن يتعلم
    İşte bu, adamımızın gideceği yerde nasıl masturbasyon yapmasını öğrenmesi gerekecek. Open Subtitles اجل يبدو ان هذا ما فعله يجب ان يتعلم كيف يستمن
    Ya hemen buradan gitmeliyiz ya da kurt adamlar çıldırıp bizi öldürmeden, birinin en kısa sürede şeytan çıkarma ayininin nasıl yapıldığını öğrenmesi gerekiyor. Open Subtitles إما أننا نحتاج إلى الخروج من هنا أو أنه يجب على أحد أن يتعلم تعويذة فى أقرب وقت ممكن قبل أن يُجن المذءوبون ويقتلونا
    Kalbinin üzerinde fazladan yük olmadan nasıl atacağını öğrenmesi gerek. Open Subtitles يحتاج قلبها لأن يتعلم كيف ينبض بدون تلك الحمولة الزائدة
    Bu ülke artık, General Esperanza gibi adamları durdurmaya çalışmayı kesmeyi öğrenmeli. Open Subtitles هذا البلد يجب ان يتعلم انه لا يمكن الاستمرار في قطع ارجل رجال مثل اسبيرانزا
    Burada kaldığı zaman boyunca ona ders verildi fakat öğrenemedi. Open Subtitles كل الوقت الذي عاشه هنا. كان يعلم لكنه لم يتعلم.
    O kadar kendini beğenmiş olma. Koltuğun sezgileri var. Zamanla senin bildiğin herşeyi öğrenecek. Open Subtitles لاتكن متباهياً , تيلك , الكرسي ذو ذكاء صناعي ,سوف يتعلم في النهاية كل شيء تعرفه
    Bu aptal köpek asla bir frizbi yakalamayı öğrenemeyecek Open Subtitles هذا الكلب الغبى لن يتعلم ابدا الامساك بطبق طائر
    Bütün sınıf karmaşa içinde. Hiç kimse bir şey öğrenmiyor. Open Subtitles الصف بكامله في حالة اضطراب لا أحد يتعلم أي شيء
    Muhtemelen onun benden öğrendiğinden daha fazlasını ondan öğrenmeye başlamıştım. Open Subtitles بدأتُ بالتعلم منه بقدر ما كان هو ربما يتعلم مني
    Alfabeyi, hatta 5'lerin ötesindeki çarpım tablosunu resmi olarak hiç öğrenmedi. Open Subtitles حتى أنه لم يتعلم حروف الهجاء رسمياً بالمدرسة أو حتى حفظ جدول ال 5 للضـرب
    İşte bu yüzden oğlumun kung-fu öğrenmesini istiyorum. Open Subtitles هذا هو السبب الذي جعلني أدفع بإبني للإلتحاق بالمدرسة وأن يتعلم الكونغ فو
    Gezegeniniz, özgürlüksüz kalmanın ne demek olduğunu öğrenene kadar özgürlüğü hak etmiyor. Open Subtitles كوكبكم لا يستحق الحرية حتى يتعلم معنى أن لا يكون لك حرية هذا درس لكم
    Kubbenin dışına çıkıldığında yaşanan vahşi, çılgın ortama kıyasla, herkesin birşeyler öğrendiği yada şakalaştığı. TED على عكس ما إذا دخلت في قلب القبة حيث تكون صخبة ومزدحمة والجميع يتعلم أشياء مختلفة أو يتنزه أو يفعل أي شيء آخر.
    Bu harika. Gerçi, bir çocuk üç ayda pek bir şey öğrenemez. Open Subtitles يبدو عظيماً، برغم أن الطفل لا يتعلم الكثير في ثلاثة أشهر فقط
    Ve o, devasa bir problemin çözümünün bazen onu daha küçük parçalara bölmekte yattığını öğreniyordu. TED وكان يتعلم كيف، اذا كان لديك مسألة جنارلي طويلة في بعض الاحيان يجب تقسيمها الى اجزاء صغيرة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus