Dan, arka bahçede çimlerimize bakıyor. | Open Subtitles | دان في الحديثة الخلفية يتفحص عشبنا |
Bana bakıyor. Bak. | Open Subtitles | انهُ يتفحص وجودي, انظري. |
Marshall Kardeşlik Kanunu'nu incelerken... | Open Subtitles | بينما (مارشال) يتفحص رمز الأخوه |
Marshall Kardeşlik Kanunu'nu incelerken... | Open Subtitles | بينما (مارشال) يتفحص رمز الأخوه |
Biz olay yerinde her yeri adımlamadan önce bölgeyi tek başına inceliyor. | Open Subtitles | يحب أن يتفحص الأرض قليلاً قبل أن يأتي الآخرون ويدوسوا على كل شي هذا ذكاء- |
"Kim zihninin derinliklerindeki karanlık sulara dalmamıştır ki?" | Open Subtitles | من في عقله السليم لم يتفحص المياه القاتمة؟ |
Az önce Henry'yi 2 kere falan beni tepeden tırnağa süzerken yakaladım. | Open Subtitles | أعتقد أنني رأيت (هنري) و هو يتفحص جسدي مرتين |
Kırışık alnındaki çirkin izleri ve yayvan ağzındaki ifadeyi dikkatle inceliyordu. | Open Subtitles | كان يتفحص بدقة الخطوط المخيفة التي تشوه الجبهة المجعدة أو تزحف نحو الفم الحسي الثقيل |
Sock, Gladys'in buraya son gelişinde neler aldığını öğrenmek için bilgisayara bakıyor. | Open Subtitles | سوك)يتفحص الكمبيوتر) (ليرى ما الذي اشترته (جلاديس عندما كانت هنا |
Pencerelere bakıyor. | Open Subtitles | أنه يتفحص النوافذ |
Ethan, beş dakikada bir telefonuna bakıyor. Sanki bir şey bekliyor gibi. | Open Subtitles | إيثان" يتفحص هاتفه كل خمس دقائق" |
- Frontera defansa bakıyor. - Kırmızı 2, Kırmızı 2... | Open Subtitles | يتفحص (فرونتيرا) الدفاع ...(ريد2)، (ريد2) |
Laboratuvardakiler, Duclair'in hücresindeki mektup ve zarfları incelerken, teknisyenlerden biri bu zarfın üzerindeki pulun, posta damgasıyla uyuşmadığını fark etmiş. | Open Subtitles | الآن، عندما كان يتفحص المخبر كل تلك الرسائل و الظروف ،(المستعادة من هاتف (دوكلير لاحظت واحدة من التقنيين ...أن الطابع البريدي |
OYİ Birimi şu an uçağı inceliyor. | Open Subtitles | يتفحص فريق البحث الجنائي الطائرة الآن |
İnceliyor. | Open Subtitles | إنه يتفحص الحساب |
Burke ise temiz görünüyor ama CDC onun laboratuvarındaki kayıtları herhangi bir tutarsızlık için inceliyor. | Open Subtitles | (بيرك) يبدو نظيف لكن مركز الامراض يتفحص السجلات التى على لابتوبها من اجل اي ايجاد اي تناقض. |
"Kim zihninin derinliklerindeki karanlık sulara dalmamıştır ki?" | Open Subtitles | "من في عقله لم يتفحص الماء الأسود؟" |
Az önce Henry'yi 2 kere falan beni tepeden tırnağa süzerken yakaladım. | Open Subtitles | أعتقد أنني رأيت (هنري) و هو يتفحص جسدي مرتين |
Sürücüleri kontrol ediyordu, yükleri inceliyordu, öyle şeyler. | Open Subtitles | و كان يتفحص السائقين و يحقق إذا كان الحمل خفيفاً و ما شابه |