"يتقبل" - Traduction Arabe en Turc

    • kabul
        
    • karşılamadı
        
    • karşıladı
        
    • kanmayacak
        
    • kabullenmiyor
        
    • karşılamasını ona
        
    • karşılamaz
        
    • karşılamamış
        
    Eğer bunu en yakın arkadaşım bile kabul edemiyorsa bir kadın nasıl eder? Open Subtitles إذا كان صديقي لا يستطيع أن يتقبل ذلك كيف سأتوقع بأنه تتقبله إمرأة؟
    Ama yine de toplum, böyle radikal bir fikiri kabul edecek mi? TED لكن, هل يستطيع المجتمع, أن يتقبل هذه الفكره الجديده؟
    Ve mutlu olan kişi hatta abartılı bir şakadan dolayı mutlu olsa dahi kendisini ve kendi içinde tasavvur ettiği şeylerin hepsini kabul eder. TED والشخص الذي يشعر بالسعاده, حتى بسبب مزحة مضحكة, تراه يتقبل نفسه, وأيضاً شتى النواحي التي يجد الشخص نفسه فيها.
    Bugün gerçek babasıyla tanışacağını sanıyordu. Belli ki pek normal karşılamadı. Open Subtitles ظن أنه سيلاقي أباه الفعلي اليوم، وواضح أنه لم يتقبل الأمر جيداً
    Pek çok yetişkinden daha iyi karşıladı. Çabuk iyileşiyor. Open Subtitles إنه يتقبل الأمر أفضل من معظم البالغين إنه مرن
    Yani seçimi ya kirli iğneyi kabul etmek ya da kafayı bulmamaktı. TED وكان الخيار بالنسبة له اما ان يتقبل الابرة الملوثة .. او ان لا ينتشي
    Tae Yang'ın aldığı kararı anlayıp, dikkate alacak ya da kabul edecek mi bilmiyorum. Open Subtitles أنا لا أعرف إذا كان سوف يفهم و يُفكر و يتقبل قرارها
    Her şeyi olduğu gibi kabul ederdi kimsenin ne olursa olsun şikayet etme, karışma hakkının olmadığını düşünürdü. Open Subtitles لقد كان يتقبل كل شئ كما هو لقد كان يعتقد أنه ليس من حق أى فرد أن يشكو أو يتدخل فى شئ بأى حال
    Ne gördüğümün farkındayım dünyayı olduğu gibi bırakmayı kabul etmeyen birini görüyorum. Open Subtitles أنا أعرف ما أراه أنا أرى شخصاً لا يتقبل . العالم كما هو
    Yüzyıllar önce bitti, ama o kabul etmiyor. Open Subtitles لقد انتهت علاقتنا منذ زمن بعيد لكنة لم يتقبل الأمر
    Eğer Kral olacak ise, sorumluluklarını kabul etmeli. Open Subtitles إن كان سيصبح ملكاً، يجب أن يتقبل مسؤولياته
    Her şeyi olduğu gibi kabul edip kadere karışmaması gerekirdi. Open Subtitles كان لا بد أن يتقبل الأمور بطبيعتها بدلاً من محاولة التلاعب بالقدر
    Köy halkı bunu kabul etmedi ve beni Yabancı gördüler. Open Subtitles لم يتقبل أهل القرية ذلك ونظروا لى كدخيل عليهم
    Bana sorarsanız insan hayatı acısıyla tatlısıyla kabul etmek zorundadır. Bu çok önemlidir. Open Subtitles على المرء أن يتقبل الحياة على أنها حزينة ومؤلمة.
    Hayır cevabını kabul etmeyenle aynı kişi mi? Open Subtitles هل هو نفس الشخص الذي لا يتقبل الإجابة بكلمة لا ؟
    Bazı şeyleri kendime saklamak istememi kabul edemez misin? Open Subtitles هل يمكن للجميع أن يتقبل أنني أريد الأحتفاظ ببعض الأمور لنفسي ؟
    Sanırım onu reddetmenizi iyi karşılamadı. Open Subtitles افترض انه لم يتقبل رفضك بشكل جيد لقد كان فى غاية الغضب
    Ona bunun artık uygun olmadığını söylediğimde, çok iyi karşılamadı. Open Subtitles و عندما أخبرته أنني غير مناسبه له هو لم يتقبل هذا
    Yeni en iyi arkadaşım Luke onu tekrar ekmeni nasıl karşıladı? Open Subtitles اذا , كيف يتقبل صديقي الجديد لوك هذا الامر عندما تلغين موعدك معه مره اخرى
    Yalana kanmayacak biri olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمت أنها ليست من النوع الذى يتقبل الكذب
    Neden bunu kimse kabullenmiyor? Open Subtitles لماذا لا يستطيع احد أن يتقبل ذلك؟
    Louis'in büyük anını hıyar gibi karşılamasını ona bırakmak. Open Subtitles جعلتُ (لويس)يتقبل لحظته المهمة كأخرق.
    Kötü haberleri pek hoş karşılamaz. Open Subtitles إنه ليس من النوع الذي يتقبل الأخبار السيئة بشكل بسيط.
    - Dekana göre Rhonda onay vermemiş. Peter pek iyi karşılamamış. Open Subtitles روندا قامت بغسله تماماً بيتر لم يتقبل ذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus