Ya hastalandıklarında tedavi görecekleri bir yer? | Open Subtitles | ألا تتمنى لو أنهم يتلقون العلاج حين يصيبهم المرض ؟ |
Ve bazıları bu katta tedavi görüyor beyefendi. | Open Subtitles | و العديد منهم يتلقون العلاج في هذا الطابق |
Şu anda, tüm enfekte insanlar tedavi görmüyor mu? | Open Subtitles | في هذه اللحظة جميع المصابين يتلقون العلاج. |
Darius'un tedavi olması için yeri, göğü altüst ederdim. Ve benim için tedavi olamayacak diğer Darius'ların mevcut olması duygusal olarak kabul edilemez. | TED | قد أقلب السماوات و الأرض بحثا عن علاج لداريوس. و بالنسبة لي , أن يخبروني أنه هناك المزيد من أمثال داريوس لا يتلقون العلاج هذا خطأ قلبا و قالبا. |
20'li yaşlardaki bu gençler alternatif bir sağlık hizmeti sistemi oluşturdular. Buna göre Twitter ve halkın erişebildiği bazı temel araçları kullanarak, birisi yaralandığında bir araç gönderilmesini, yaralıyı almasını ve geçici bir sağlık kliniğine götürülmesini sağladılar; tedavi edileceğiniz bir kliniğe, infaz edileceğiniz değil. | TED | كل تلك العشرين حالة خلقت نظام رعاية صحية بديل، حيث استخدموا تويتر و أدوات أساسية متاحة بشكل علني حيث عندما يصاب أحدٌ ما تخرج سيارة وتقلّهم وتأخذهم إلى عيادة طبية مؤقتة حيث يتلقون العلاج بدلاً من أن يُعدموا. |
Yüzde 20'si tedavi görüyor. | TED | ٢٠٪ يتلقون العلاج |
Bu insanlar bir bakıma toplumun en alt tabakasında ve birkaç aylık tedavi görüyorlar ve bir anda hesapta Morgan Stanley'yi yönetmeye hazır hale mi geliyorlar? | TED | هؤلاء الأشخاص الذين هم نوع ما في أسفل سلم المجتمع و ثم يتلقون العلاج لبضعة أشهر و الآن هم قادرين فعلياً على إدارة مورجن ستاينلي (أشهر مؤسسة مصرفية)؟ |