Evet, herhalde aynı su kelerinin gözü için mücadele ediyorlardı. | Open Subtitles | اجل , علي الارجح انهم يتنافسون لنفس العين من نيوت |
İkisinde de sıkışıklık yüzünden bir mücadele var, boş alan için bir mücadele, alanın verimli kullanımı üzerine bir mücadele. | TED | يتنافسون من أجل الكثافة، من أجل المساحة، من أجل الكفاءة. |
Dört şef gizemli malzemeler kullanarak en iyi yemeği hazırlamak için yarışıyor. | TED | هناك أربعة طهاة يتنافسون باستخدام محتويات سرية لرؤية من سيطهو أفضل الأطباق. |
Hava kuvvetlerinin en büyük yarışması olduğundan, çeşitli ekiplerden 20 takım, ve 200'ün üzerinde pilot yeteneklerini test etmek üzere yarışıyor. | Open Subtitles | كأكبر مسابقة للقوات الجوية 20 فرقة من طيارات مختلفة وأكثر من 200 طيار يتنافسون لأختبار مهاراتهم |
Şimdi de onun ilgisini çekmek için yarışan bütün adamları kıskanır. | Open Subtitles | والآن هو غيور من كلّ الرجال الذيت يتنافسون على كسب ودّهـا |
- New York'ta yarışacaklar. - Sam takıma mı katıldı? | Open Subtitles | و سوف يتنافسون فى نيو يورك هل ألتحق سام بفريق؟ |
Hepsi birbiriyle yarışarak, çarpışarak ve çapraz geçerek dişinin arkasında avantajlı bir yer kapmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | كانوا يتنافسون ويكيلون اللكمات لبعضهم حيث يُحاولون نيل موقع الطليعة خلف الأنثى. |
Büyük erkekler yarışırken sinsiler denen daha küçük erkekler kendilerini dişilere benzetirler. | Open Subtitles | بينما الذكور الكبار يتنافسون الذكور الأصغر ، تسمى أحذية رياضة تموه نفسها كإناث |
İnsanlar kaç basamağa kadar ezberleyebilecekleri konusunda yarışıyorlar ve 67.000 basamağın üzerinde rekorlara imza atıyorlar. | TED | الناس انفسهم يتنافسون لمعرفة كم خانة يمكنهم أن يحفظوا وسجلوا أرقاما قياسية بتذكر اكثر من 67,000 خانة منها. |
Genç David Bloodgood için çok güçlü bir 9.3 puan onu bugün mücadele eden en iyi yedi atlet arasına sokuyor. | Open Subtitles | الدرجة 9.3قوية للغاية من قبل الفتى دايفد بلودقوود تجعله يحتل اول الرياضيين السبعة الذين رأيناهم يتنافسون هنا هذا اليوم |
At biniciliğinin olimpik müsabakalarda kadın ve erkeklerin eşit mücadele ettiği tek müsabaka olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | اترى لم اكن اكن اعرف ان ركوب الخيل كان مسابقة الاولمبياد الوحيدة حيث ان الرجال والنساء يتنافسون على حد سواء |
İki sanık tanık sandalyesine oturmak için mücadele ediyor. | Open Subtitles | أثنين محامين يتنافسون على فرصة واحده لكرسي الشهود |
Küçük yüzücülerimiz şu anda yarışıyor. | Open Subtitles | سباحونا الصغار يتنافسون بقوة الأن |
Hepsi, Vegas'ın efendisi olmak için yarışıyor. | Open Subtitles | كل الذين يتنافسون ليكون اسياد فيغاس. |
- Ve çeyrek milyon doları almak için yarışıyor. | Open Subtitles | " و كل من هؤلاء الخمسة يتنافسون على رأس " راي و ربع مليون دولار |
Aklıma muhtemelen yarışan 10-12 kişi geliyor. | Open Subtitles | أظن أني أعرف 10 من 12 من كانوا ربما يتنافسون |
Birbiriyle yarışan gençler var. | TED | فهناك أعضاء يتنافسون في ما بينهم. |
Sizin için yarışan iki kanal var. | Open Subtitles | لديك قناتين يتنافسون عليك |
Calgary'de yapılacak 1988 Kış Olimpiyatları'na katılma hayallerini gerçekleştirmek amacıyla, sponsorluğunuz ve desteğiniz için yarışacaklar. | Open Subtitles | يتنافسون لرعايتكم ودعمكم في تحقيق أحلامهم للوصول إلى ألعاب ١٩٨٨ الشتوية في "كالغاري" |
Birbirleriyle yarışacaklar. | Open Subtitles | يتنافسون فيما بينهم |
..komşuları ile yarışarak... ..inşa ederek... | Open Subtitles | ...يتنافسون مع الجيران ...يبنون |
Danimarka domuz sektörü dünyayla yarışırken yanlış öncelikler belirlemişken, nitelikten çok niceliğe önem verilirken ben memnun olamam. | Open Subtitles | تجار الخنازير يتنافسون... في مقدار الكمية وليس النوعية |
hatta, Model S müşterileri en yüksek menzile ulaşabilmek için aralarında bir nevi yarışıyorlar. | TED | في الحقيقة، ممتلكو سيارات النوع s يتنافسون فيما بينهم نوعاً ما لمحاولة بلوغ أعلى مسافة ممكنة. |