En önemlisi, yurtluğun yanması yüzünden seni suçluyorlar. | Open Subtitles | ومما زاد الطين بلة، أنهم يتهمونك في حريق الفندق |
Demek sizi yargıçlara rüşvet vermekle suçluyorlar. | Open Subtitles | إذاً هم يتهمونك برشوة القضاة ؟ |
- Başka insanların yerine LSAT'e girmenle ilgili dedikoduların dolaştığını söylediler ve benim yerime girdiğin gerekçesiyle de seni suçluyorlar. | Open Subtitles | - قالوا ان هناك اشاعات - انك امتحنت اختبارات القبول لآخرين و يتهمونك انك فعلت هذا من اجلي |
Seni suçladıkları şeyden sonra mı? | Open Subtitles | وبعدها سنتحدث بعد ما يتهمونك به تريد أن افك وثاقك ؟ |
Bunu yaparsanız sizi olmakla suçladıkları şeylere dönüşmüş olursunuz. | Open Subtitles | ستصبحين ضمن كل شيئ منشور بالخارج يتهمونك بالتحوّل |
- Başka insanların yerine LSAT'e girmenle ilgili dedikoduların dolaştığını söylediler ve benim yerime girdiğin gerekçesiyle de seni suçluyorlar. | Open Subtitles | - قالوا ان هناك اشاعات - انك امتحنت اختبارات القبول لآخرين و يتهمونك انك فعلت هذا من اجلي |
Evet, seni onları dövmekle suçluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتهمونك بالإيذاء |
- Seni sahtekârlıkla suçluyorlar. | Open Subtitles | ـ إنهم يتهمونك بالأحتيال |