Tarihi şehir çok ufak ve bu dört bölge birbirleriyle pek iletişim halinde değil. | Open Subtitles | المدينه القديمه صغيره جدا. وكل جزي فيها لا يتواصل مع الاخر كثيرا. |
Bu da demek oluyor ki Dom, bizim seviyemizin çok üstünde birileriyle iletişim halinde. | Open Subtitles | الذى يخفى مسار الإشارة مما يعني أن دوم من الواضح انه يتواصل مع شخص ما فوق مستوانا |
Onu dinleyen insanlarla iletişim halinde. | Open Subtitles | انه يتواصل مع أناس يُنصتون إليه |
Yeni bir şey çıktı, dün gece bana biriyle iletişim kurduğunu söyledi. | Open Subtitles | أمر آخر، لقد أخبرني البارحة أنه كان يتواصل مع أحدهم |
Bu arada, dün gece bana biriyle iletişim kurduğunu söyledi. | Open Subtitles | نبأ آخر، أخبرني ليلة أمس أنه يتواصل مع أحدهم |
Yeni bir şey çıktı, dün gece bana biriyle iletişim kurduğunu söyledi. | Open Subtitles | نبأ آخر، أخبرني ليلة أمس أنه يتواصل مع أحدهم |
Modern dünyamız geçmişin herhangi bir zamanında olandan daha fazla biçimde kendi içinde ve kendi arasında iletişim kuruyor. | TED | عالمنا الحديث يتواصل مع نفسه وبين الناس أكثر مما فعل في أي وقت مضى. |
Bebeklerle düzenli olarak iletişim halinde mi? | Open Subtitles | هل يتواصل مع أطفالك بشكل يومي؟ |
Kendisi teröristlerle iletişim halinde. | Open Subtitles | إنه يتواصل مع الإرهابيين |
Ivan'ın otizmi var, konuşmuyor ve bütün kelime evreninin imgelerde yer aldığı bir iPad aracılığıyla iletişim kuruyor. | TED | ايفان يعاني من التوحد، ولا يتكلم، ولكن يتواصل مع الغير عبر جهاز الايباد, حيث تكمن جميع الكلمات بالنسبة له علي هيئة صور. |