Birkaç saat içinde o aleti almamız için bize yalvarırlar. | Open Subtitles | بعد ساعتين , سوف يتوسلون إلينا حتى نأخذه من أيديهم |
Her şeye rağmen önümüzde diz çöküp yalvarırlar, çünkü mutluluklarını bozacak hiçbir şeye tahammül edemiyorlar. | Open Subtitles | و لا أعلم لماذا يثيرون كل هذه الضجه حوله و لكنهم يفعلون و كلما جعلتيهم يتوسلون بشكل أكبر إزداد مدى سعادتهم |
Onun için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | عندئذ فإنّهم فى واقع الأمر يتوسلون إليكِ لفعل ذلك |
Çevreciler, küresel sağlık uzmanları ve hayvan hakları aktivistleri 50 yıldır insanlara daha az et tüketmeleri için yalvarıyor. | TED | لمدة 50 عامًا، وعلماء البيئة وخبراء الصحة العالمية وانصار الرفق بالحيوان يتوسلون الناس بأكل لحوم أقل. |
Çoğu insan, canını almayayım diye yalvarırken sen, seninkini almamı istiyorsun. | Open Subtitles | اغلب البشر يتوسلون لي لابقيهم على قيد الحياة وانتِ تريديني أن اخذها |
Gazetede öğretmenler için yalvardıkları yazıyor. | Open Subtitles | الصحف تكتب في إعلاناتها وكأنما يتوسلون في البحث عنهم |
Korumam için yalvaran insanlar ellerinde nakit parayla sıraya girdiler. | Open Subtitles | لدي رجال يصطفون دوراَ بأموال في يديهم يتوسلون مني الحماية |
Bir gün kralları bana getirecek, taraflarına geçmem için yalvartacak. | Open Subtitles | والتى يوماً ما من شأنها أن تجلب الملوك لى يتوسلون معروفاً. |
Elenmemek için yalvaranlar olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تدركين أن لدينا مرشحين يتوسلون حتى لا يتم اقصائهم ؟ |
Hainleri bulduk diye teşekkür edip Fantomlardan kurtulmak için yalvaracaklar. | Open Subtitles | يشكرنا على كشف الخونة، و يتوسلون إلينا أن ننقذهم من الأطياف |
Ve onların merhamet için yalvarışlarını Aziz Jerome'a ve San Geronimo'ya kurtarması için dua edişlerini dinledi. | Open Subtitles | وهو يستمع اليهم يتوسلون الرحمه صل الى القديس جيروم.. سان جيرينمو للخلاص |
Önce sizi terkederler, sonra geri dönmeniz için yalvarırlar, sonra sizi tekrar terkederler. | Open Subtitles | إنهم ينفصلون عنكِ, ثم يتوسلون إليك للعودة و من ثم ينفصلون مجدداً |
Eğer bir herifle çıkmak istemezseniz ve onu terkederseniz, sırf sizi terkedebilmek için geri dön diye yalvarırlar. | Open Subtitles | بعد ذلك يتوسلون إليك لتعودي لكي ينفصلوا عنكِ مجدداً |
Hatta belli başlı durumlarda bunun için yalvarırlar bile. | Open Subtitles | في مواقف معينة, يتوسلون إلى ذلك في الحقيقة |
Şehrin duvarları içinde ticaret hakkı için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | يتوسلون للحق التجاري, داخل حائط المدينه. |
Ölüm çağırıyor intikam için yalvarıyorlar ve onlara kulak asıyoruz. | Open Subtitles | الموتى ينادون يتوسلون للأنتقام, ونحنُ نوافق |
İçindeki herkes öldürüldü. Tuzağa düşürülmüş. yalvarıyorlar. | Open Subtitles | وكل الرجال بالداخل كانو يقتلون محاصرين , يتوسلون ,ويصرخون |
Hepsi ölmek için yalvarıyor ve doğruları söylüyorlar. | Open Subtitles | جميعهم يتوسلون للموت، وجميعهم يقولون الحقيقة. |
- Kafanız almıyor değil mi sevdiğiniz biri ölmek için yalvarırken yavaş yavaş ölümünü izlemek? | Open Subtitles | ماهو شعور أن تشاهدي شخصا ما تحبينه يحتضر بينما هم يتوسلون لك أن تقومي بقتلهم ؟ |
İnsanlar hayatları için yalvardıkları zaman yalanlar söylerler. | Open Subtitles | الكذبات التى يقولها الناس عندما يتوسلون للحفاظ على حياتهم |
Şehir merkezine git ve iş için yalvaran insanları gör. | Open Subtitles | تقدم للأرياف أكثر وستجد الرجال يتوسلون العمل |
Ellerimizi açıp yalvartacak kadar... | Open Subtitles | ♪ يصلون ♪ ♪ و يتوسلون لنساعدهم ♪ |
Hani şu sana yalvaranlar? | Open Subtitles | الذين يتوسلون إليك لتعملي عندهم؟ |
Birkaç saat sonra, bunu bize vermek için yalvaracaklar. | Open Subtitles | بعد ساعتين , سوف يتوسلون إلينا حتى نأخذه من أيديهم |
Hükümlü insanların hayatları için yalvarışlarını izledim. | Open Subtitles | شاهدت أشخاص مُدينين يتوسلون .لحياتهم |
Belki onların yalvarmalarını veya çığlık atmalarını istemiyorsan bunu kullanabilirsin. | Open Subtitles | ربما إن لم يكن عليك سماعهم وهم يتوسلون ويصرخون |
Ama televizyon izlememe izin verdi, böylece ailemi en az bir kere haberlerde görebildim, Samuel'e beni bırakması için yalvarıyorlardı. | Open Subtitles | ولكنه سمح لي بمشاهدة التلفزيون وبدأت أشاهد أهلي في الأخبار على الأقل مرة كل يوم يتوسلون |