Takvimi ve diz üstü bilgisayarındaki program bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | تقويمها يثبت ذلك , و كذلك برنامج التنفس الصناعى على كمبيوترها المحمول. |
- Evet. Beni seviyor ve bunu kanıtlıyor da. Zamanında babam beni öldürmek için ondan yardım istediğinde bile. | Open Subtitles | أجل، يحبّني، وإنّه يثبت ذلك دومًا، حتّى حين جنّده أبي لقتلي. |
Kendini adamış bir devlet memurusunuz, banka hesabınız da bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | تقول إنك موظف رسمي متفان وحسايك المصرفي يثبت ذلك |
Beni endişelendiren, bunu kanıtlamak için ne kadar ileri gidebileceği. | Open Subtitles | هذا ليس ما يقلقنى إنما لأى مدى سيحاول يثبت ذلك |
Ve Ben yanlışsam, bunu kanıtlamak için etrafta hiç kimse olmayacak. | Open Subtitles | إذا كنت مخطئا ، لن يكون هناك من يثبت ذلك |
Onlar bir direniş örgütü değiller. Albay Kusakabe'yi öldürmeleri bunun kanıtı. | Open Subtitles | أولئك الناس ليسوا حتى من المقاومة قتلهم للعقيد كوساكاب يثبت ذلك |
"Ayna" demesine "ölüm" diye cevap vermen bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | عندما قال لك" مرآة " اجبت " الموت " ,وهذا يثبت ذلك |
Kafamdaki yara da bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | قرائته صحيحة وجرح رأسي البليغ يثبت ذلك |
Zaman çizelgen bunu kanıtlıyor. Bunu başkasının yapmış olması mümkün değil. | Open Subtitles | و التسلسل الزمني الذي وضعتيه يثبت ذلك |
Omzumun tam şurasında yara izim bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | لدي جرح هنا هنا في كتفي وهذا يثبت ذلك |
Uzaylılar var. Bradshaw ve Wren'in gördüğü her neyse, bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | المخلوقات الفضائية موجودة، وأيّا كان مارآه (برادشو) و (ورين) يثبت ذلك. |
Bu video bunu kanıtlıyor. Başardın! Çeviri: | Open Subtitles | هذا الفيديو يثبت ذلك لقد نجحتَ ترجمة: |
Yapmış olduğun her şey bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | كلّ شيء ارتكبتـه يثبت ذلك |
Angelina Jolie-Billy Bob Thornton olayı bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | أنجيليا جولي ) و ( بيلي بوب ثورنتن) شيء ) يثبت ذلك |
Buraya gelişin bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | مجيئك هنا يثبت ذلك |
Sadece iyi bir adam bunu kanıtlamak için hayatını feda etti.. | Open Subtitles | رجل طيب فقط منح حياته كي يثبت ذلك |
bunu kanıtlamak için taşaklı bir şey yapman lazım. | Open Subtitles | نعم, حسنا عليك أن تفعل شيئا يثبت ذلك |
Bu düğmeye basmaman da bunun kanıtı. | Open Subtitles | حقيقة أنك لن تقومي بالضغط على هذا الزر يثبت ذلك |
DNA eşleşmesi bunun kanıtı. | Open Subtitles | وهذه المباراة الحمض النووي يثبت ذلك. |