Bizi Four Seasons'a götürürse işte o zaman bana güveniyor demektir. | Open Subtitles | عندما يأخذنا إلى فندق الفور سيزون بعدهـا نعرف انهُ يثق بي |
Akademideydik, 6. bölgede çalıştık, bana güveniyor. | Open Subtitles | كنا بنشتغل في الأكاديمية مع بعض لذلك يثق بي |
Babam artık bana güvenmiyor, ve ben de ona tekrar yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن أبي لا يثق بي بعد الآن وكما أنني لن أكذب عليه مجدداً |
Darryl bana güvenir yanında ben olursam, sana zarar vermez. | Open Subtitles | داريل يثق بي و هو لن يتجرأ لفعل شئ إذا كنت بجواركِ |
İnsanların Bana güvenmesini istiyorsam bunu düzgün bir şekilde elde etmeliyim. | Open Subtitles | إن كنت أريد أن يثق بي الناس، فيجب أن أسلك الدرب المناسب لذلك، اتفقنا؟ |
Bu onun hakkında değil. İş arkadaşlarımın bana güvenmesi gerekiyor. Bana ihtiyaçları olması gerekiyor. | Open Subtitles | هذا ليس القصد هنا، فلا بدّ أن يثق بي زملائي. |
Akademideydik, 6. bölgede çalıştık, bana güveniyor. | Open Subtitles | لقد كنا في الأكاديمية, عملنا في منطقة 6 مع بعض, لذا هو يثق بي. |
Aslına bakarsan bana güveniyor. | Open Subtitles | هو يعرفني, وإذا عدتُ إلى منصبي فهو يثق بي سلفاً |
Babam bana güveniyor. Yoksa telgraf göndermezdi, değil mi? | Open Subtitles | أبي يثق بي وإلا ماكان سيُرسل هذه البرقية،أليس كذلك؟ |
Sanırım kendi kararlarımı almamda bana güveniyor artık. | Open Subtitles | أعتقد أنه يثق بي بأن أتخذ قراراتي بنفسي |
Dinle beni. Patron bana güveniyor. | Open Subtitles | أستمع الي الرئيس يثق بي أنه يثق بي |
Öyle ki tam da bu yüzden onu koruma konusunda bana güveniyor. | Open Subtitles | أجل، لذلك تحديدًا هو يثق بي لحمايته |
Beni hâlâ küçük bir çocukmuş gibi gördüğü için vasiyetinizi düzenlemem konusunda bana güvenmiyor. | Open Subtitles | أنه لا يثق بي لعمل الوصية لانه مازال يراني كـ طفلة صغيرة |
Bay Carson'ın dokundurmasını anlıyorum. Lord Hazretleri bana güvenmiyor. | Open Subtitles | لقد فهمت تلميح السيد كارسون سيادة اللورد لا يثق بي |
Şimdiyse gazeteyle alakalı konularda artık bana güvenmiyor. | Open Subtitles | و الآن لا يثق بي بأي شيء يتعلّق بالصحيفة |
Bir avukata ihtiyacın var. Bu kişi sana güvenecek çünkü o bana güvenir. | Open Subtitles | تحتاجين لمحامٍ، وواحد سيثق بكِ لأنّه يثق بي. |
Şimdi bana güvenir gibi görünüyor, en azından. | Open Subtitles | يبدو أنه يثق بي الآن على الأقل |
Bana güvenmesini sağlamak için söyledim, eğer bana güvenirse sana da güvenir. | Open Subtitles | فعلت ذلك لأجعله يثق بي لأنه سيثق بك إن وثق بي |
Herkesin sırrını saklaması için bana güvenmesi ve bir başkasının sırrı için bana tavır yapmalarının inanılmaz derecede haksız olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | . ...أظن أنه ليس من العدل جداً أن الجميع يثق بي للحفاظ على أسرارهم... |
Gerçekten benimle olmak isteyen birini buldum, bana güvenen. | Open Subtitles | لقد وجدت شخص من يريد حقاً أن يكون معي و يثق بي |
Şöyle ilgisiz gibi, bana güvensin diye. | Open Subtitles | بطريقة طبيعية حتى يثق بي. |
Çocuk sadece bana güven başlamıştı. Bana ayı vermek üzereydi. | Open Subtitles | الفتى كان قد بدأ يثق بي ، لقد . أوشك أن يعطيني الدب المحشو |
Ahlâki çöküntü. Güvenilemeyen iş arkadaşları. Sana güvenmeyen bir patron. | Open Subtitles | انحطاط في الأخلاق, زملاء عمل لا اثق بهم رئيس لا يثق بي |
Bak, patron bana güvenip iki günlük parayı avans olarak verdi. | Open Subtitles | إسمعي، الرئيس يثق بي بما فيه الكفاية لإعطائي يومين مقدماً |
Bana güvendi, fazla üstüne gitme. | Open Subtitles | حسناً؟ تعلمين , هو يثق بي لا تستطيعي أن تقسي عليه |
Dokunmama izin verecek kadar bile bana güvenmezdi. | Open Subtitles | لم يثق بي كفاية ليجعلني ألمسها, ولا حتى أغسلها |
Şimdi bana yalan söylüyor, sen istediğin için mi yoksa bana güvenmediği için mi bilmiyorum ama kaldıramıyorum Nate. | Open Subtitles | والآن هو يكذب عليّ ولا أعلم إن كنت قد أخبرته بأن يفعل أو لأنه لا يثق بي |
- Chandler bir daha bana güvenmeyecek. | Open Subtitles | شاندلر لن يثق بي في أي شئ مرة أخري |