Eğer öyleyse tatmin olmanın yeni bir yolunu bulmuş olmalı. Dedektif. | Open Subtitles | إن صح ذلك فسيكون قد وجد شيئاً جديداً يثيره |
Onu tatmin eden şeyin kurbanları yanarken izlemek olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أن هذا ما يثيره , رؤيتهم يحترقون |
Cinsel taciz izi yok gibi. İşkence ile tatmin oluyor olabilir. | Open Subtitles | لا علامات واضحة على الاعتداء الجنسي يمكن أن يكون التعذيب ما يثيره |
Belki düğün, bebek meselesi her şeyi tetikliyor. | Open Subtitles | أعنى، ربما الأمر يتعلق بحفل الزفاف بأسره، بشأن الطفل وجميع شئون العائلة وما يثيره هذا من أمور. |
Bu aile olayıyla ilgili bir şey onu tetikliyor. | Open Subtitles | هناك شئياَ متعلق بهذه العائلة يحركه و يثيره |
Ama onu heyecanlandıran ıstıraptır. | Open Subtitles | لكن ما يثيره هو الألم |
Onu heyecanlandıran buydu. | Open Subtitles | هذا ما كان يثيره |
Tüh, onu da tahrik eden bu zaten. | Open Subtitles | سيء للغاية,لأن هذا ما يثيره دفاع النساء عن أنفسهن |
Bıçaklayarak tatmin oluyor olabilir. | Open Subtitles | إنه سادي قد يكون الطعن ما يثيره |
Belki boğma eylemiyle tatmin oluyordur. Nereden kaçırılmışlar? | Open Subtitles | لعل عملية الخنق هي ما يثيره |
Evli olduğumu biliyor. Ve onu tahrik eden şey de bu. | Open Subtitles | إنه يعلم بأنني متزوجة و هذا ما يثيره |
Seks, cinsel fiiller, hatta cinsel organlar hakkında samimi tartışmalar bazı insanları tahrik edebilir ahlaksızlık ya da pornografi suçlamalarına yol açabilir. | Open Subtitles | التأثير العاطفي الذي يمكن أنْ يثيره العمل. بمعنى، مُناقشة حوارية صريحة عن الجنس، آه، الأفعال الجنسية، وحتى الأعضاء الجنسية، |