Bu arka oda bok gibi, hücre katında olması beni hasta ediyor. | Open Subtitles | ذلك الاجتماع السري يثير اشمئزازي على نحو كبير |
Onları sevgili olarak düşünemiyorum bile. Bu beni hasta ediyor. | Open Subtitles | لا تقل لي هذا ان الامر يثير اشمئزازي |
Doğrusu onun başkasıyla olma fikri beni hasta ediyor. | Open Subtitles | سوى التفكير بالأمر يثير اشمئزازي |
Ben artık bundan konuşmak istemiyorum. Bu beni iğrendiriyor. | Open Subtitles | لا أريد حتّى أن أتكلم بالأمر بعد الآن، فهو يثير اشمئزازي |
Sana dokunma düşüncesi bile beni iğrendiriyor. | Open Subtitles | التفكير في أنّ تلمسني يثير اشمئزازي |
midemi bulandırıyor, her şey çok sahte oldu. | Open Subtitles | انه يثير اشمئزازي , الأمر برمته أصبح مزيف |
Olmaz. O adam beni hasta ediyor. | Open Subtitles | لا ، إنه يثير اشمئزازي ، إنه يفعل هذا . |
Bu beni hasta ediyor. | Open Subtitles | ذلك يثير اشمئزازي. |
Hayata olan bağlılığın beni iğrendiriyor. | Open Subtitles | تعطّشك للحياة يثير اشمئزازي. |
Hastalığın beni iğrendiriyor. | Open Subtitles | مرضك يثير اشمئزازي. |
Harika ama çok harika bir şekilde midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | مما يثير اشمئزازي بطريقة رائعة. |
Bu midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | حقيقةً هذا يثير اشمئزازي |
Sizin gibi ahmakları görmek bile midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | أن رؤية وجهك يثير اشمئزازي. |