Seninle konuşmalıyım, Sam, çünkü başka bir olay var. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك يا سام لأن لدى حلقه مسلسله أخرى |
Seninle konuşmalıyım. Bunu yaptığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك لا أصدق أنني أفعل هذا ، هذا غباء |
Seninle konuşmalıyım, ama telefonda olmaz. Buraya gelebilir misin? | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك, ولكن ليس عبر الهاتف, أيمكنك المجيء إلى هنا؟ |
Strong Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | نعم , سترونع , يجب أن أتحدث إليك |
Gitmeden önce Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك قبل أن تغادر |
Martin, Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك يا مارتن |
Rick, Seninle konuşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك. |
Rick, Seninle konuşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك. |
Seninle konuşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك |
Seninle konuşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك |
Seninle konuşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك |
- Seninle konuşmalıyım. | Open Subtitles | - يجب أن أتحدث إليك |
Baba, Seninle konuşmalıyım. | Open Subtitles | - أبي, يجب أن أتحدث إليك. |
Seninle konuşmam gerek! | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك |
- Seninle konuşmam gerek. - Tabii ki. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك |
Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك الآن |
Tyler, kızgın olduğunu biliyorum ama Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | تايلر)، أعلم انكَ غاضب) لكن يجب أن أتحدث إليك |
Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك |
Önce Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك أولاً |
Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك |