Tietjens denen adamı görmem gerek. Bir şiir hakkında acil bir mesele var. | Open Subtitles | أنا يجب أن أرى ذلك الزميل , تيجنز أنها مسألة مستعجلة حول سوناتة |
Ehliyetinizi ve ruhsatınızı görmem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أرى ترخيص السياقة و أوراق التسجيل |
Bu köylerin nasıl güvende kaldıklarını kendi gözlerimle görmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أرى بنفسي كيف لهذه القرى بقية آمنة |
Lütfen gitmeme izin verir misiniz? Jenna'yı görmeliyim. | Open Subtitles | هل يمكنكم ان تدعوني و شأني يجب أن أرى جينا |
İş yapacaksan, ne kadar iyi olduğunuzu görmem lazım. | Open Subtitles | اذا سنقوم بالصفقة التجارية يجب أن أرى براعتكم |
Ama daha önce de söylediğim gibi ikinizi de görmem gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن كما أخبرتكَ سابقاً يجب أن أرى كلاً منكم |
Bilmem gerekiyordu. İşaretleri görmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أعرف، كان يجب أن أرى العلامات |
Bu hastayı görmek zorundayım, and this was the window of time that we were offered. | Open Subtitles | يجب أن أرى هذه المريضة و هذه هي الفترة الزمنية التي عُرِضَت علينا. |
Eğer ki bu şeyleri anlayacaksam birini görmem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أرى هذه الهالات إن كان عليّ فهم طريقة عملهم |
Gitmeden önce, Ivan'ı görmem gerek. | Open Subtitles | أنا يجب أن أرى إيفان قبل أن يرحل |
Parayı elimde görmem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أرى اولا أموال الزبون فى يدى |
Metadon için reçete görmem gerek. | Open Subtitles | لتأخذي دواء، يجب أن أرى وصفة طبية |
Bebeğimi görmek istiyorum. Çocuğumu görmem gerek. Kalkmamalısınız. | Open Subtitles | أرغبُ برؤية طفلي، يجب أن أرى ولدي - عليكِ أن تجلسي - |
Bunu görmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أرى هذا ما أن تجلسوا خلف كمبيوتركم |
Hayır. Hayır, yolcu bölümünü tüm yolcuların gözünden tek seferde görmeliyim. | Open Subtitles | لا لا , يجب أن أرى قسم الركاب كاملا على متن الطائرة |
Kral olarak adaletin yerine geldiğini görmeliyim. | Open Subtitles | كملك .. يجب أن أرى العدل يتم تطبيقه |
Evet,bana borcu olan birini görmem lazım. | Open Subtitles | نعم , يجب أن أرى الرجل الذي يدينني بمال |
- Onun kocasıyım. - Kimlik görmem lazım. | Open Subtitles | ـ أنا زوجها ـ يجب أن أرى هويّتك |
Camelot'a gitmeliyim. O kızı görmem lazım. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى "كاميلوت" يجب أن أرى الفتاة |
O bellekteki e-postaları görmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أرى تلك الرسائل الإلكترونيّة على ذلك القرص. |
Rehineler iyi mi değil mi diye onları görmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أرى الرهائن، لأتأكد من سلامتهم |
-...aylar önce görmeliydim. -Çalışma dönemim sona ermişti. | Open Subtitles | كان يجب أن أرى هــذا الطفل منذ شهور مضت |
- Üzgünüm, sadece ne olduğunu görmek zorundayım. | Open Subtitles | -آسف، علي فقط رؤية ماذا يكون، يجب أن أرى |
Bu anlaşmayı 48 saat içinde görmek istiyorum. | Open Subtitles | يجب أن أرى هذا العقد في غضون ثماني وأربعين ساعة |