Seni burda öldürmeyeceğim çünkü, şu an başladığınız görevin bitmesi için yaşamalısın. | Open Subtitles | السبب الذي دفعني لعدم قتلك هو هو أنه يجب أن تعيشي لإتمام المهمة |
Biraz daha güneşin yaratığı olarak yaşamalısın. | Open Subtitles | كلا، أنتِ يجب أن تعيشي أطول قليلاً كمخلوقة من الشمس |
Yaşamak istiyorsan, sana verdiğimiz kimlikle sessizce yaşamalısın. | Open Subtitles | إذا كنتِ تريدين العيش، يجب أن تعيشي بهدوء وبالهوية الجديدة التي أعطيناها لكِ |
Abbey, bebeğim... bebeğim, Yaşaman gerek. | Open Subtitles | آبي)، حبيبتي, يجب أن تعيشي) |
Yaşaman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تعيشي. |
Yaşaman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تعيشي. |
Geçmişi unut. Anı yaşamalısın. | Open Subtitles | أنسي الماضي , يجب أن تعيشي في الحاضر |
Sen kendi hayatını yaşamalısın ben de benimkini. | Open Subtitles | يجب أن تعيشي حياتك وأنا سأعيش حياتي |
Sen kendi hayatını yaşamalısın, ben de benimkini. | Open Subtitles | يجب أن تعيشي حياتك وأنا سأعيش حياتي |
Ginkaku'yla birlikte mutlu yaşamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تعيشي بسعادة مَع جينكاكو أيضا |
Ginkaku'yla birlikte mutlu yaşamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تعيشي بسعادة مَع جينكاكو أيضا |
Eğer onu cezalandırmak istiyorsan, yaşamalısın. | Open Subtitles | إن كنتِ تريدين معاقبته, يجب أن تعيشي |
Elinden kaçıp gitmeden önce kendi hayatını yaşamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تعيشي حياتك قبل أن تعبر من أمامك |
- yaşamalısın, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن تعيشي, اليس كذالك؟ |
Sen yaşamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تعيشي |